Kişisel ilişki düzenlemesi yapılırken; bayram günleri ve Temmuz ayında kurulan kişisel ilişkinin, çocukların bir arada olamayacağı şeklinde düzenlenmesinin ve çocukların da birbirlerini görebilecekleri şekilde bir düzenleme yapılmasına dikkat edilmemesinin isabetsiz olduğu-
Trafik kazası nedeni ile cismani zarara dayalı tazminat istemi-
Kadının çocuk adına velayeten açtığı manevi tazminat davası, boşanma davasının eki niteliğinde olmayıp, nisbi harca tabi olduğu-
Davacı eş yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığının tespitinin gerektiği davada, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin bilgiler ve toplanan tüm deliller incelendiğinde; davacı kadının asgari ücretle geçimini sağladığı, gelir getirici malvarlığının bulunmadığı ve yardıma muhtaç olduğu, buna karşılık davalı erkeğin ise, emekli olduğu ve aylık 1.100,00 TL gelirinin bulunduğu, davacı kadının sürekli ve düzenli geliri olduğu tespit edildiğinden boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından davacı kadın yararına TMK. m. 175'te düzenlenen yoksulluk nafakası isteme koşullarının oluşmadığı-
Karşılıklı Boşanma
Kocanın eşine fiziksel şiddet uyguladığı, tehdit ettiği, ailesiyle görüşmesine engel olduğu, kadının ise eşine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği anlaşılmakla boşanmaya neden olaylarda kocanın daha ağır kusurlu olduğu- Düğünde takılan ziynetler kadına ait olup, davalı koca tarafından bozdurulduğu anlaşılmakla, davalı-davacının ziynetlere yönelik talebinin kabulü gerektiği-
Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş tarafın gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olması gerekeceği-
Maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilen davada, davacının kişilik haklarına yönelen bir saldırının varlığı kantılanamadığından tazminat isteminin reddinin gerektiği- 
Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu boşanma davasında, bölge adliye mahkemesince verilen karar boşanma yönünden kesinleşmediği gibi boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulunan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velâyet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesinin bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkün olduğu, bu nedenle davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiği-
Dava tarihinden sonra, yargılama safhasında barışan tarafların, kendi istekleri ile beraber yaşamaya devam ederken; boşanma davasının, davacının talebi ile vekili tarafından takip edilmediği, fakat dava tarihinden sonra, beraber yaşarlarken taraflar arasında meydana gelen fiziksel şiddet olayı sebebiyle davacının talebi üzerine dava yenilenerek yargılamaya devam edildiği- Boşanma hükmünün ferileri olan maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu olması gerekmekte olup; davacının, dava tarihinden sonra davalıyla beraber yaşayarak davalıdan kaynaklı kusurları affetmiş olduğu, ancak; her davanın seyri açıldığı tarihteki hukuki ve fiili duruma göre devam edeceği için af olgusu, sadece taraflar arasında yaşanılan son olaydan önceki vakıalarda sonuçlarını doğuracak olup, tarafların dava tarihinden sonra gerçekleşen olaylara dayanarak başka bir boşanma davası açabileceği- 

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.