2. HD. 28.05.2018 T. E: 2016/19023, K: 6819-
Davalı erkeğin cevap dilekçesinde "eşinin fiziksel şiddetine maruz kaldığı" savunmasına dayanmadığı anlaşıldığı, ön inceleme aşaması tamamlanana kadar usulüne uygun bir şekilde ileri sürülmeyen ve davalı tarafça dayanılmayan bu vakıanın, mahkemece kendiliğinden hükme esas alınmasına ve davacı kadına kusur olarak yüklenmesine imkân bulunmmadığı, tanıkların, tarafların ileri sürmediği, uyuşmazlık konusu olmayan bir vakıayı doğrulaması da hâkimi bağlamayacağı, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında gösterdiği delillerden davalı erkeğin eşine fiziksel şiddet uyguladığı, ailesinin müdahalesine sessiz kaldığı, buna karşılık davacı kadının da eşine hakaret ettiği anlaşıldığından evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların her ikisi de kusurlu olmakla birlikte davalı erkeğin kusuru daha ağır olup, belirlenen bu kusur durumuna göre de davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulü gerektiği-
Davacı- davalı kocanın eşine birden fazla fiziksel şiddet uyguladığı, küfür ve hakaret ettiği, davalı-davacı kadının ise ortak konutun kilidini değiştirerek eşini eve almadığı, eşine hakaret ettiği, bu olaylarda davacı-davalı kocanın ağır kusurlu olduğu-
Elektrik tesislerinin, imal olunan eser niteliğinde olduğu- Elektrik dağıtım şirketlerinin, elektrik verilen ve abonelik tesis edilen özel hatları denetlemek ve kontrol etmekle yükümlü olduğu, özel hatın olması gerektiği gibi tesis edilmemesi halinde bunu düzelttirmek; gerektiğinde elektriğini kesmek durumunda olduğu- Elektrik dağıtım şirketinin, kontrol ve denetim görevini zamanında ve etkin biçimde yapmaması halinde, doğan zarardan munzam kusuru nedeniyle sorumlu olacağı- Mahkemece; kusursuz sorumlu olan davalı şirketin, munzam kusuru nedeniyle illiyet bağını kesen sebeplere dayanarak sorumluluktan kurtulamayacağı, buna bağlı olarak munzam kusur dikkate alınmak suretiyle davalı şirketin tazminle yükümlü olduğu zarar tutarının belirlenmesinin gerektiği-
2. HD. 07.06.2018 T. E: 2016/20034, K: 7499-
Boşanma
Mahkemece kadın hakkında kolluk vasıtasıyla yapılan 29.09.2014 tarihli ekonomik durum araştırmasında asgari ücretle çalıştığı belirtildiği halde, 19.02.2015 tarihli ekonomik durum araştırmasında ev hanımı olduğunun ve gelirinin olmadığının belirtildiği, 05.11.2015 tarihli ekonomik durum araştırmasında ise büroya arkadaşına yardıma gittiğinin ve günlük ihtiyaçlarının karşılandığının belirtildiği, mahkemece tutanaklar arasındaki çelişki giderilmek üzere yeniden usulünce ekonomik ve sosyal durum araştırması yapılması, kadının çalışıp çalışmadığının belirlenmesi, çalıştığının anlaşılması halinde ise, geliri sorulmak suretiyle düzenli ve sürekli olup olmadığı, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığı araştırılarak, gerçekleşecek sonuca göre, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
Evlilik birliği devam ederken başka bir şahısla "imam nikahlı" olarak birlikte yaşayan kadına, bu durumun dava tarihinden sonra gerçekleşmiş olması nedeniyle kusur yüklenemeyeceği- Kadının "komşusu ile yolda samimi şekilde yürürken görüldüğü, yine pastaneden birlikte çıktıkları ve iş yerindeki erkeklerle çokça vakit geçirdiği ve onlardan para istediği", erkeğin ise, "kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kazandığı parayı alkol alımı için kullanması sebebiyle evin ihtiyaçlarını karşılamadığı" anlaşıldığından, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve bu sonuca ulaşılmasında tarafların "eşit kusurlu" olduklarının kabulü gerektiği- Eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceği- Tazminat ve nafaka talepleri hakkında hüküm kurulmamasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
Davacı-davalı kadının eşine ve eşinin akrabalarına hakaret edip tükürdüğü ve eşinin akrabalarının eve gelmesini istemediği; buna karşılık davalı-davacı kocanın ise, eşine hakaret ettiği, ona fiziksel şiddet uyguladığı, eşini ve çocuklarını evden kovduğu ve evin geçimine yeterli katkıda bulunmadığı; gerçekleşen bu duruma göre; boşanmaya neden olan olaylarda, davalı-davacı kocanın, eşine oranla daha fazla kusurlu kabul edilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.