Kıyı kenar çizgisi kapsamındaki yerlerin tapu kayıtlarının iptali ve tescil harici bırakılmasına yönelik davada dosya içerisinde mevcut tescil krokisinin ve buna bağlı olarak kesinleşen önceki hükmün eldeki davaya kesin hüküm oluşturduğunun kabul edilmesi için durumun yerinde keşif yapılarak belirlenmesinin zorunlu olduğu- Uyulan bozma ilamının taraf yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu, mahkemece daha önceki bozma ilamları ile, Dairenin bozma ilamı kapsamı gözetilerek, tescil hükmüne esas olan krokinin verilecek keşif günü ile zemine uygulanması, bilirkişilerden gerekçeli denetime açık rapor alınması, dava konusu yerin tamamının veya bir kısmının kroki kapsamında kalıp kalmadığının saptanması, tescil krokisine ait dosyanın bulunduğu yerden getirtilerek keşif sırasında dosya kapsamı göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılması, tescil krokisinin uygulanma kabiliyetinin olup olmadığı yönünde görüş istenmesi ve ondan sonra karar verilmesi gerekeceği-
Basit olayları rücu nedeni kabul etmek, bağıştan yararlanan kişiyi bağışlayanın baskısı altında tutmak sonucunu doğuracağından, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı bir tapu iptali ve tescil davasında deliller değerlendirilirken, olayların niteliklerinin, kapsamı ve özellikle önem derecelerinin gözönünde bulundurulması gerektiği
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu- Söz konusu muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği- Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmekte olduğu- Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanununun (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 237.) ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-
Tapu iptal ve tescil olmadığı takdirde kamulaştırma bedelinin artırılması istemi-
Dava konusu parselin, 2006 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında senetsizden davalı adına tespit edildiği ve tutanağın itirazsız olarak kesinleşmesi üzerine davalı adına tapu kaydının oluştuğu, husumetin yöneltildiği Hazine’nin kayıt maliki olmadığı, bu nedenle, mahkemece, Hazine aleyhine açılan davanın taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında öldüğü ancak mirasçıları tespit edilmediği için ölmüş kişinin adı belirtilerek mirasçıları adına tespit edildiği ve tapunun bu şekilde oluştuğu hallerde kayıt malikinin ölü olan şahıs değil mirasçıları olacağı-
Ehliyetsizlik ve sahtecilik hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Miras bırakanın, satış yolu ile temlik ettiği dava konusu taşınmazın, mirasbırakan adına kayıtlı iken davalının arkadaşı olan dava dışı kişiye satış suretiyle devredildiği, onunda kısa bir süre sonra davalıya temlik ettiği, davalının ikinci eş olduğu ve davacının ise birinci eşten olma çocuğu olduğu, davalının ev hanımı olup alım gücünün bulunmadığı, bu nedenlerle işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak yapıldığının kabulü gerekeceği-
Mirasbırakanın, sağlar arasındaki tasarruflarının tenkisi davasın-da, Tapulama Kanunundaki değil MK. 571’deki dava açma süresinin uygulanacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.