Tapu iptali ve tescil davasında, 20 yıllık kazanma süresinin dolmasından sonra tapu kaydının davalı mirasçılar adına intikal gördüğü tespit edildiğinden, bu tür bir intikalin TMK'nun 713/5. fıkrasının son cümlesi karşısında hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı-
3402 sayılı Kanun'un "bu tutanaklarda belirtilen haklara sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz" şeklindeki 12/3. maddesinin Hazine tarafından devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiası ile açılan davalarda uygulanmayacağı- Hazine adına kayıtlı 533 parselin 1987 yılında yapılan ifrazı sonucu, dava konusu edilen 797 sayılı parselin oluştuğunun kayden sabit olduğu, bu haliyle de isteğin kadastro öncesi neden değil, kadastro sonrası neden olduğu, bu durumda olayda 3402 sayılı Kanun'un 12/3 maddesinin uygulama olanağının olmadığı-
Tapu iptali ve tescili istemi-
Kat mülkiyeti ya da irtifakı kurulu binalarda mülkiyetin belirlenmesinde aslolan onaylı mimari proje olduğundan projeye uygun olarak kayıt oluşturulduğu durumlarda yanlış kapı numaralandırılması sonucu yalnızca fiilen başka bir bölümün tasarruf edilmesinin tapu iptal ve tescil nedeni olamayacağı-
MK. 713/II hükmüne dayanan davalarda, tapuda malik görünen kimsenin mirasçısız ölmüş olması halinde, Hazinenin “davalı” gösterilmesi gerektiği-
Dava açıldığı tarihte davalının ölü olduğu anlaşılsa da, yargılama sırasında davalının mirasçıları davaya dahil edilerek dava şartı eksikliği giderildiğinden, davanın pasif husumetten reddinin doğru olmadığı-
Tapu iptali-tescil isteği-
Köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisinin köy muhtarına ait olduğu, köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetkinin aynı Kanun'un 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanındığı-
Tapu iptal tescil istemine ilişkin davada, taşınmazın gerçek bedelinin, emsal araştırmalara göre rayiç alım satım bedelleriyle mukayese edilmeden tespit edildiği anlaşıldığından, mahkemece, oluşturulacak yeni bilirkişi heyetine emlak konusunda uzman bir bilirkişi de dahil edilerek, emsal taşınmaz rayiç satış bedelleri de dikkate alınarak rayiç bedelin belirlenmesi hususunda tarafların iddia, savunma ve itirazlarını da karşılayacak şekilde ve önceki rapordaki tespitler de tartışılmak suretiyle, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak, belirlenecek bu rayiç bedele göre aynı anda ifa kuralına göre oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, hüküm kurmaya elverişli olmayan bilirkişi raporu esas alınarak, karar verilmesinin isabetsiz olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.