Bir mahkeme kararına dayanılarak M.K. 934 gereğince hükmen iptal edilmiştir şerhi tapu siciline işlendiğine göre, şerh kaldırıldığı anda iptal kararı hükmünü kaybedeceğinden bu hususun tapu sicil müdürünün yetkisi dışında kaldığı, ancak tarafların dava açabileceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteği-
"davacının inşaatı sözleşmeye ve mahal listesine uygun olarak inşa edip yapı kullanma izin belgesini aldığı, SGK borcu ve binanın herhangi bir eksiğinin bulunmadığı, 'Belge' başlıklı yazı ile sözleşme gereğince isabet eden bağımsız bölümlerin eksiksiz ve sözleşmeye uygun şekilde teslim alındığının belirtildiği, davalılarca açılmış herhangi bir dava, takas ve mahsup talebinin bulunmadığı, sözleşme uyarınca binanın iskâna hazır hale geldiği ve projenin mahal listesine uygun olarak yapıldığının 2 mimar mühendis tarafından onaylanıp SGK ilişiğinin kesilmesi ile son dairenin tapusunu yüklenicinin hak ettiği, ancak davalıların devir yükümlülüklerini yerine getirmedikleri "gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Satış akdine dayanmakta olan tarafın, MK 631 uyarınca “kanuni karine” olarak satın almada iyiniyetli sayılacağı –
Hacizden sonra, tapu sicilinde -hükmen de olsa- meydana gelen değişikliklerin haciz koyan alacaklının haklarını etkilemeyeceği—
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamayacağı, tapuya şerh verilen satış vaadi sözleşmesinin 5 yıl süre ile 3. kişilere karşı ileri sürülebileceği, tapudaki haczin kaldırılması için anılan süre içinde tescil davası açılması ve 3. kişi adına taşınmazın tescil işleminin tamamlanmasının zorunlu olduğu-
Miras bırakanın davalıya ne miktarda kazandırmada bulunduğunun o tarih itibariyle belirlenmesi ve belirlenecek bu miktarın murisin ölüm tarihinde ne miktara ulaştığının saptanması, buna göre tenkis değerlendirilmesi yapılması gerekirken, akit tablolarında gösterilen akit bedelleri murisin ölüm tarihine uyarlanarak neticeye gidilmiş olmasının doğru olmadığı-
Olayda sözleşmeden sonra muhtesat yapımı söz konusu olmadığından tazminat isteğinin reddi doğru ise de sözleşme kapsamı nazara alınarak elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinin kabulüne; karşı tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
MK’nun 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşulun, yapı malikinin «iyiniyetli olması» olduğu, buradaki iyiniyetin de MK. 3’de tanımlanan «sübjektif iyiniyet» olduğu–
Binadaki başka şahıslara ait muhtelif bağımsız bölümlerin aboneliklerinin alınması davalılara ait bölümlerin de teslim edildiğini kanıtlamadığı somut olayda davacılara ait bölümlerin aboneliklerinin hangi tarihte ihdas edildiği dahi araştırılmadığından bu itibarla üçüncü kişilerin aboneliklerinin işin teslimi gereken tarihten önce yapıldığından bahisle gecikme tazminatına ilişkin talebin reddinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.