Taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşmenin bağlayıcı sayılamayacağı-
Tapu iptali ve tescil, yıkım-
14. HD. 23.06.2021 T. E: 1630, K: 4238-
Mirasbırakan eşi M.E. Yazıcıoğlu’nun maliki olduğu 260 ada 2 parsel sayılı taşınmazdaki 45 nolu bağımsız bölümü davalıya satış suretiyle devrettiğini, temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile mirasbırakan adına tesciline, ıslahla miras payı oranında adına tesciline-
Kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletileceği- Ancak, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, hakimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği-
Hukuki ehliyetsizlik nedenine dayalı tazminat isteği-
Hacze dayanak yapılan tasarrufun iptali ilamında, İİK'nun 283/1. maddesi hükmüne uygun olarak yalnızca satış işleminin iptaline karar verilmekle yetinilmiş olup, 3. kişi adına olan tapu kaydının iptali ile borçlu adına tesciline dair bir hükmün kurulmadığı, bu nedenle taşınmazın mülkiyetinin 3. kişiye ait olduğu, bu durumda şikayetçi taşınmazın maliki olduğuna göre İİK'nun 134. maddesinde belirlenen “tapudaki ilgili” sıfatı bulunduğundan ihalenin feshini istemeye hakkının olduğu-
Hukuki sebepli olağanüstü kazandırıcı zamanaşımına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, kayıt malikinin, tanınmıyor, hatırlanmıyor olması, adresinin tespit edilememesi, tebligat yapılamaması, uzun yıllar önce taşınmış ya da ölmüş olması, mirasçılarının belirlenememesi gibi hususlarda o kişinin tapu kütüğünde maliki bilinmeyen kişi olarak nitelendirilmesini gerektirmeyeceği, yine, tapu sicili ekindeki kadastro tutanağı, tedavül (el değiştirme) ve bunlara esas kayıt ve belgelerden tapu malikine ilişkin bilginin mevcut olması durumunda da bilinmeyen kişi olarak kabul edilemeyeceği- Tapulama tutanağında aynen "...adlarına tahdit ve tespit yapıldı." yazılmış olduğuna göre, tapu malikinin kim olduğu belli olup TMK'nın 713/2 koşulları oluşmadığından bu sebeplerle davanın reddinin gerektiği-
Davacıların miras bırakanın kızları, davalının ise tek oğlu olduğu, taşınmazın temliki sırasında gösterilen bedel ile gerçek değeri arasında açık fark bulunduğu, özellikle tanık anlatımlarına göre, taşınmazın satışının çevrede duyulmadığı, öte yandan bedel ödendiğinin savunulmasına rağmen intifa hakkının miras bırakan üzerinde bırakılarak yalnızca çıplak mülkiyetin devrinin hayatın olağan akışına uygun bir davranış olmayacağı, davalının taşınmazın miras bırakan tarafından satın alınması sırasında bedelini kendisinin ödediği ve keza muristen devralırken davacılara bedel ödediği yönündeki savunmalarının herhangi bir belge ile desteklenmediği, miras bırakanın taşınmazı satması için ihtiyacı veya makul nedeninin bulunduğunun da kanıtlanamadığı gözetildiğinde, anılan temlikin gerçek bir satış olmayıp mal kaçırma amaçlı ve bağış niteliğinde olduğu sonucuna varıldığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.