Sahtecilik yönünden adli tıp kurumundan rapor alınmadan sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Tapu iptal ve tescil isteme hakkı kayıt maliki veya onun mirasçılarına ait ise de; Hazinenin, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olup, eldeki davayı açmakta hukuki yararının da bulunacağı-
Tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması halinin; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olması olduğu- Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerektiği-
Davacılardan baba, yargılama sırasında ölmüş olup, mirasçılarının davacılar ile birlikte bir kısım davalılar olduğu anlaşıldığından, dava sırasında ölen babanın payının, miras yoluyla davacılara 1/20 şer oranda intikal edeceği ve kendi payları olan 3/20 payın da ilavesi suretiyle davacıların her birine 4/20 pay üzerinden ve  taşınmazda da temlik edilen pay yönünden tescil kararı verilmesi gerektiği-
Çekişme konusu taşınmazın vekâlet görevi kötüye kullanılmak suretiyle vekilin eşi davalıya devredildiği, vekil davalının satış bedelini davacılara ödediğini ispat edemediği, tazminat isteğinin hüküm altına alınmış olmasında bir isabetsizlik olmadığı-
Aynı amaçla kamulaştırılan ve daha önce görülüp kesinleşen davalarda metrekaresine 800 YTL değer biçilen komşu 4090 ada, 11 ve 13 parsel numaralı taşınmazların aynı değerlendirme tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın da metrekaresinin 800 YTL olarak değerlendirilmesine güçlü delil teşkil ettiği-
Davalı borçlunun evlendikten sonra Kazakistan'a gittiği, başka bir bayanla yaşayıp, çocuğunun olduğu sabit olup, haksız fiil niteliğinde olan bu eylemler boşanma kararına gerekçe olduğuna göre borcun doğumunun boşanma davasının açıldığı tarihten önce olduğu- Diğer davalı borçlunun eniştesi olup, bedel farkı ile taşınmazın satıldığı göz önüne alındığında, TBK. mad. 19. uyarınca açılan muvazaa sebebiyle iptal davasının kabulü gerekeceği-
Dava konusu taşınmazda kayıt maliki M. Cinci’nin 1981 yılında ölmesi, taşınmazın öncesi itibariyle yapılan pay satışları, imar uygulamasının zilyetliği kesmeyeceği gözetilerek 17.03.1981 ölüm tarihinden 23.02.2009 dava tarihine kadar yasada yazılı 20 yıllık sürenin geçmesi sebebiyle maddede yazılı diğer kazanma koşullarının ispat edilmesi halinde tapu kaydının hukuki değerini yitirmesinin mümkün olduğu, bu bakımdan davacı lehine diğer kazanma koşullarının dava tarihine kadar gerçekleşip gerçekleşmediğinin önem kazandığı, mahkemece bu bakımdan yapılan inceleme ve araştırmanın yeterli olmadığı-
Tapu iptali ve tescil davası bozma ilamına uyularak-
Davacı-davalı kocanın, davalı-davacı kadın adına kayıtlı taşınmaza yönelik talebinin, ilgili tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin olduğu; fakat davacı-davalı kocanın taşınmaza yönelik bir tapu iptali ve tescil davası bulunmadığı bu nedenle hakimin talep olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemeyeceği ve karara bağlayamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.