Tapu iptali ve tescil davası-
Kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescil davasında uyuşmazlık konusu taşınmazın tamamının kamulaştırılmasına karar verildiği belirtilerek taşınmazın tamamının kamulaştırma bedelinin tespiti ve tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi istenildiğine ve mahkemece de tescil isteğinin kabulü ile taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptaline karar verildiğine göre kesin nitelikteki mahkeme hükmü ile davalı idare adına tescil edilen taşınmazın tapu kütüğüne tescilinde bir yolsuzluğun bulunmadığı-
Davalı şirket adına olan tebligatların yetkilisinin ikametgâh adresine tebliğe çıkarılmasının usule uygun olmadığı- Şirket adına yetkilisinin kızına tebliğ edilerek yapılan tebligatın da usulüne uygun olarak yapılmadığı- Şirketin adresi ticaret sicil müdürlüğünden yeniden sorularak, bildirilecek adresin daha önce tebligat yapılan adresten farklı olup olmadığının denetlenmesi gerektiği-
«Mesken» niteliğindeki taşınmaza ilişkin borçlunun tasarrufunun iptâline karar verilmesi halinde taşınmazın mülkiyeti borçluya dönmeyeceğinden, «borçlu» tarafından bu taşınmaz hakkında «haczedilmezlik şikayeti»nde («meskeniyet iddiası»nda) bulunulamayacağı-
Önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunulması halinde bu iddianın kanıtlanmasının gerekeceği; bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Her ne kadar mahkemece mahalli bilirkişi beyanları hükme esas alınmış ise de kamu düzenini ilgilendirmeyen ve tanıkla ispatı gereken bir hususun mahalli bilirkişi beyanı ile kanıtlanmasının olanaksız olduğu-
Yargılama sonucunda hüküm altına alınacak nispi karar ve ilam harcından, aynı şekilde HMK'nin 326/2. maddesi uyarınca hesaplanacak yargılama giderinden ve davacı yararına takdir edilecek vekalet ücretinden, her bir davalının, dava konusu taşınmazın tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı olması halinde tapudaki payları, elbirliği mülkiyetin sözkonusu olması halinde ise miras payları göz önünde bulundurularak sorumlu tutulmaları gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, mümkün olmadığı takdirde bedelin tahsili isteğine ilişkin davada, davalının mirasbırakana ilgisini eksik etmediği, temlikin muvazaalı olmayıp gerçekten bakım karşılığı yapıldığı, davalının da bakım borcunu yerine getirdiğinin tanık beyanlarıyla da sabit olduğu anlaşıldığından açılan davanın reddi gerekeceği-
Tahsis hakkı sahibinin inkar edilen imzası ile yakın tarihte atılmış, uygulamaya elverişli imzalarının ilgili yerlerden ( Bankalar, Noter, Resmi Kurumlar vd.) getirtilmesi, sözleşmedeki imza ile mukayese edilmesi ve imzanın muris tahsis hakkı sahibine ait olup olmadığının tesbiti için Adlı Tıp Kurumundan rapor alınması ondan sonra işin esasına yönelik bir karar verilmesi gerekeceği-
İ. sözleşmeleri, tarafların karşılıklı iradelerine uygun bulunduğu için, onlara karşılıklı borç yükleyen ve alacak hakkı veren geçerli sözleşmeler olduğu ve taraflarına TBK çerçevesinde nispi haklarını talep etme olanağını verdiği- Yazılı bir belge ibraz etmeyen davacıların dava dilekçesinde ve delil listesinde ''diğer yasal deliller vs.'' demek suretiyle yemin deliline de dayandığından, davacılara yemin teklif etme haklarının hatırlatılması ve bu haklarını kullanmaları halinde sonuca göre karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.