Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre satış bedelinin muhammen bedelin yüzde yüzünün üstünde olması halinde, ihalede zarar unsurunun gerçekleşmemiş olduğunun kabul edilmesi gerekeceği-
Davacının tapusuz olan taşınmazın tescili istemi ile dava açtığı ancak dava konusu taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlendiği anlaşıldığından bu aşamadan sonra davaya bakmakla görevli mahkemenin kadastro mahkemesi olduğu-
Gerekçeli kararın, usulüne uygun olarak tefhim edilmiş kısa karara uygun olmasının zorunlu olacağı, gerekçeli karar yazılırken kısa kararın değiştirilmesine olanak bulunmayacağı- 10.04.1992 tarihli 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararı ile kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı;bozmadan sonra yerel mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile karar verebileceği-
İcra mahkemesinde görülen borca itirazın borçlunun mirasçılarının haklarını etkileyecek nitelikte ve miras yoluyla intikali mümkün bir malvarlığına ilişkin hakkın kapsamı içerisinde olması dikkate alındığında, borçlunun kararın istinaf edilmesinden sonra ancak istinaf incelemesi yapılmasından önce vefatı üzerine HMK m. 55'de belirtildiği üzere borçlunun mirasçılarına tebligat yapılıp taraf teşkili sağlanmaksızın esas hakkında karar verilemeyeceği-
Talimat icra müdürlüğünün, asıl icra müdürlüğünün talimatını uygulamakla görevli olup bunun dışında başka bir işlem yapamayacağı-
Taşınmaz malın teferruatı (eklentisi) niteliğindeki taşınırların, İİK. 83/c uyarınca haciz edilmemeleri için, hem «ipotek akit tablosunda yazılı olmaları» ve hem de «MK. 686’da tanımlanan biçimde teferruat (eklenti) niteliğinde bulunmaları»nın zorunlu olduğu–
Yargıtay bozmasına uyulmakla temyiz eden davacı yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğmuş olacağı, bu kararın kamu düzeni ile ilgili olduğu–
Kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmalar geçersiz olduğundan (TBK. mad. 346), kiracının sıfatı gereğince; mahkemece değerlendirmenin sadece takip tarihi itibariyle "muaccel" hale gelen ödenmemiş kira alacağı yönünden yapılması gerekeceği, muacceliyet şartı gereğince istenen aylar kirasının değerlendirilmeye tabi tutulamayacağı-
Vesayet altına alınma kararından sonra başlatılan takipte, TMK.nun 453, 462/7; TMK.nun 359, 455.maddelerindeki istisnai durumların varlığı iddia ve ispat edilmediğine göre, kısıtlıyı vasisi temsil edeceğinden ve onun adına itiraz ve şikayet haklarını kullanacağından, İİK.nun 61. maddesi kapsamında çıkarılan ödeme emrinin vasiye tebliğinin zorunlu olduğu, bu hususun, kamu düzenine ilişkin olup, her zaman ileri sürülebileceği-
İflas davasına bakan mahkeme adına, depo emrinde belirtilen borcun, mahkeme veznesi» yerine «banka»ya yatırılması halinde, iflas kararı verilemeyeceği—

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.