Kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmalar geçersiz olduğundan (TBK. mad. 346), kiracının sıfatı gereğince; mahkemece değerlendirmenin sadece takip tarihi itibariyle "muaccel" hale gelen ödenmemiş kira alacağı yönünden yapılması gerekeceği, muacceliyet şartı gereğince istenen aylar kirasının değerlendirilmeye tabi tutulamayacağı-
Alacaklı vekilinin HMK. 20'de öngörülen iki haftalık yasal süreden sonra icra müdürlüğüne başvurarak dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesini istediği anlaşıldığından, mahkemece, re'sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İdarece kamulaştırılan birden fazla taşınmazın mal sahibi veya mirasçıları tarafından geri alınabilmesi için, taşınmazlar bir bütün olarak ele alınıp kamulaştırma amacına uygun işlemler, tahsisat yapılıp yapılmadığının saptanması, hak düşürücü sürelerin de geçmemiş bulunması gerekeceği, hak düşürücü sürenin yorum yoluyla değiştirilmesinin mümkün olmadığı, zira bunların kamu düzenine ilişkin olduğu-
Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ipoteğin terkin işleminin iptaline ve ipotek hakkının devam ettiğinin tespitine ilişkin kararda İcra Müdürlüğünce yerine getirilecek bir hüküm bulunmadığı, ipotekli taşınmaz üzerine 150/c şerhi konulması veya kaldırılmasına ilişkin bir işlem hususunda karar verilmediği, İcra Müdürlüğünün alacağın temliki yönündeki işlemlerin Tapu Müdürlüğüne bildirilmesi konusunda bir yükümlülüğünün olmadığı, ipotek tescil edildikten sonra temin ettiği alacağın temlikiyle birlikte bu hakkın temlik alana geçeceği, alacağın temliki ve ipotek tesisi işlemlerinin icra takibi dışındaki işlemler olduğu, şikayet reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
3561 Sayılı Kanun’a dayalı olarak açılan kayyım atanması isteği-
Davalı Karaköy Köy Muhtarlığı kamusal kurallar çerçevesinde faaliyet göstermekte olup eylem ve işlemleri de kamusal niteliktedir ve kamu hizmeti kavramı çerçevesindedir. Kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların gideriminde ise idari yargı görevli olduğundan, davalı muhtarlık yönünden yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
İİK’nun 128/a-2. maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin, 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinde yer alan durma hükümlerine tabi olmadığı nazara alınarak, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirildiğinden ve bu hususun kamu düzeni nedeniyle re'sen gözetilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesince taşınmaz ihalesinin feshine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
HMK'nun 209. maddesi, "imzası inkar edilen senet yönünden" düzenlenmiş olup, senetteki imza hususunda davacı yanın inkarı bulunmayıp, senedin içerik olarak sahteliği iddia olunmakla; HMK'nun 209. maddesi değil, İİK'nun 72/3. maddesi koşullarının aranacağı ve bu koşullara göre varsa ihtiyati tedbir verilebileceğinden bu nedenle davacı yanın istinaf başvurusunun yerinde görülmediği- Adli yardımdan yararlanabilme koşulları, yoksulluk ve haklılık olup; yoksulluk, tamamen fakr-u zaruret içinde bulunmak şeklinde anlaşılmamalı, kendisi ve ailesinin normal geçimini sağlayacak kadar mal ve haklara veya gelire sahip olan bir kişinin, açmak zorunda kaldığı bir dava veya kendisine karşı açılan bir dava sebebiyle yapmak zorunda kalacağı harcamaları, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zora düşürmeksizin karşılama gücünden yoksun olan kişilerin de adli yardımdan yararlanmalarını icap edeceği- Haklılık koşulunun varlığı konusunda ise yaklaşık ispat ölçüsünde hâkimde bir kanaatin oluşması gerektiği- Talepte bulunan kişinin baştan açıkça haksız görülmüyor olması da, adli yardımın koşulu olan haklılığın ispatı için yeterli sayılabileceği- Geçici hukukî koruma taleplerinde de adli yardımdan yaralanılabileceği- Bazen dava açılmadan önce talep edilmesi gereken ihtiyatî haciz ve ihtiyatî tedbir gibi geçici hukukî korumalarda özellikle teminatların oldukça yüksek meblağlara ulaşabileceği göz önüne alındığında, bu teminatı ve diğer yargılama giderlerini ödemek zorunda kalacak olan kişilere, haklı oldukları yolunda hâkimde kanaat uyandırmaları hâlinde, adli yardım sayesinde, tüm giderlerden geçici olarak muafiyet tanınması, etkin bir hukukî korumanın gerçekleşmesine önemli ölçüde hizmet edeceği gerekçesiyle ve yine HMK'nun 85. maddesinde de benzer bir düzenleme bulunduğundan, adli yardım talebinin kabul edilmesi nedeni ile HMK'nun 335. maddesi uyarınca teminatın da adli yardım kapsamında olduğunun kabulünün gerektiği-
Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya yapılan ödemenin; kat maliklerinden rücuen tahsili istemi-
Davacı prim tevkifatına dayalı olarak 1996 yılından itibaren tarım bağ-kur’lu olduğunun tespitini talep etmişse de davacı nizalı dönemde 22 yaşını doldurmadığından 2926 sayılı Yasa kapsamına alınamayacağı ve davanın reddi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.