8. HD. 18.01.2018 T. E: 2017/8365, K: 882-
Kira sözleşmesinin tarafı olmayan davacının, hakkında yapılan iki ayrı icra takibi sonucu haciz baskısı altında yaptığı ödemelerin iadesini istediği davanın, HMK. mad. 4/a uyarınca, sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
1086 sayılı HUMK’nın 13/1. maddesi (6100 sayılı HMK'nın 12/1. maddesi) uyarınca taşınmazın aynı ile ilgili davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde çözüme kavuşturulması gerekeceği-
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili olup, mahkemeler hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunda olduğundan salt taraf beyanları, tanık anlatımı ve köy muhtarınca mahkemeye hitaben yazılı beyan ile yetinilmeyip, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp, alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
Mükerrerlik iddiasının kamu düzeni ile ilgili olmaması nedeniyle, ancak borçlu tarafından ileri sürülmesi halinde incelenebileceği; mahkemece doğrudan doğruya inceleme yapılarak “takibin mükerrer olduğu” gerekçesiyle “takibin iptaline karar verilemeyeceği-
Kira sözleşmesinde muacceliyet koşulunun davalı kiracının sıfatı ve kiralananın niteliğine göre değerlendirileceği- Mahkemece, kira ödemelerinin yapıldığı kiraya verene ait hesap ekstresinin, sözleşmenin başlangıç tarihinden itibaren ödemeleri gösterir şekilde getirtilip incelenerek, sonucuna göre ilişkin ödenmeyen kira artış farkı ve eksik ödenen kira alacağı bulunup bulunmadığının tespiti gerekeceği-
6183 sayılı Kanunun 24 – 30. maddelerinin uygulanmasından kaynaklanan tasarrufun iptali istemine ilişkin davada görevli yargı yerinin genel mahkemeler olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesince, hükmün gerekçe kısmının A cümlesinde “....takip alacaklısı sıfatı bulunmayan ....ye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir.....” şeklinde gerekçe oluşturulduğu, B cümlesinde “........ve Paz.A.Ş yönünden icra mahkemesine yapılan başvurunun değerlendirilmesinde....borçlu tarafın isteminin derdestlik nedeniyle usulden reddi gerekir....” şeklinde gerekçe oluşturulduğu, hükmün karar kısmında ise; “ ...."a-Davanın Anadolu Motor Ürt. Ve Paz. A.Ş. yönünden derdestlik nedeniyle usulden reddine, .... ve Paz. A.Ş. yönünden pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, şeklinde karar verildiği belirtilerek kararın gerekçesi ile hüküm arasında çelişki oluşturulduğu-
“Menfi tesbit davasının kabulü/reddi yönündeki ilamların kesinleşmeden icra takibine konu edilemeyeceği” ne ilişkin şikayetin, kamu düzeni ile ilgisi bulunmaması nedeniyle, icra emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerekeceği-
Çapa bağlı bir taşınmazda iyiniyet iddiasında bulunarak Türk Medeni Kanununun 725. maddesinden yararlanılabilmesinin olanaklı olmadığı ve bu nedenle temliken tescil iddiasının kabul edilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.