Enflasyon ve buna bağlı olarak oluşan döviz kuru, mevduat faizi, Hazine bonosu ve devlet tahvili faiz oranlarının sabit yasal ve temerrüt faiz oranlarının çok üstünde gerçekleşmesi, borçlunun yararlanması, alacaklının ise zarara uğraması sonucunu doğurduğundan borçlunun borcunu süresinde ödememekte, yargı yoluna başvurulduğunda da yargı süresini uzatma gayreti göstermekte; böylece yargı mercilerindeki dava ve takipler çoğalmakta, yargıya güven azalmakta, kendiliğinden hak alma düşüncesi yaygınlaşarak kamu düzeni bozulmakta, kişi ve toplum güvenliğini sarstığı- Mülkiyet hakkı kapsamındaki alacağının enflasyon karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratılarak ödendiği anlaşıldığından başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiğinden mahkemelerinin başvurucunun zarara uğradığını ayrıca ispatlaması gerektiği yönündeki katı yorumu nedeniyle somut olay bakımından kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu-
TTK mad. 390/4'e göre davacının imzasının sahte olması ve davacıya yönetim kurulu toplantısı önerisinin yapıldığının kanıtlanamamış olması hallinde, davacının toplantıya katılmadığına ilişkin davalı ikrarı da gözetildiğinde yönetim kurulu kararının geçersiz olduğu-
Davanın, sözleşmenin feshi nedeniyle kiralanana kiracı tarafından yapılan imalat bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK'nın 120/2. maddesine düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacağı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın vekalet ilişkisi kapsamında olduğu, dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı yasa uyarınca davacıların yasada tanımlanan şekilde tüketici olmadığı-
Tapu iptal, terkin ve yıkım-
; kesinleşen takip nedeniyle kiralananın tahliyesi istemi-
Takip dayanağı kredi sözleşmesindeki imzanın davacı eli ürünü olmaması nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen bedelin istirdadı talebine-
12. HD. 07.12.2021 T. E: 10906, K: 11100-
Arsa Ofisi Kanunu ile konulan sınırlandırmanın kamu hukukundan doğan bir sınırlandırma olduğu, tarafların iradesi ile sınırlandırmanın değiştirilmesi veya kanunda öngörülen şartlar gerçekleşmeden sınırlan-dırmanın kaldırılmasının mümkün olmadığı (MK. 731)- Antalya İli Özel İdaresi tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğünden satın alınarak, ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasının sağlanması amacıyla Valilik ile Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü arasında düzenlenen protokol gereği ofise devredilen arsaların ofisçe kooperatiflere devri ve kooperatif ortaklarına dağı-tı-mını takiben 1164 sayılı Arsa Ofisi Kanununun 11’nci maddesi uyarınca tapu kayıtlarına konulan “satış şartlarına uygun inşaat ikmal edilmedik-çe üçüncü şahıslara satılamaz, bağışlanamaz veya haczolunamaz” yolundaki şerhin hüküm ve sonuçlarının sözleşme ile ortadan kaldırılamayacağı, değiştirilemeyeceği ve süre sonunda bu şerhin hükümsüz hale gelmeyeceği"ne ilişkin İçtihadı Birleştirme Kararı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.