Menfi tespit davası açan davacı dava devam ederken vefat etmiş olup davaya dahil edilen dokuz mirasçının hakkına halel getirmemek amacıyla bir kısım mirasçılar vekilinin süre talebinin kabulü ile haber alınamadığından davaya dahil edilemeyen iki mirasçı bulunması nedeniyle terekeye temsilci atanması için kesin süre verilmesi gerekirken, davaya dahil edilen mirasçılar bakımından hak kaybına yol açacak şekilde ve uyulan bozma ilamı gereği tam olarak yerine getirilmeden davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu-
İtirazın iptali davasında mahkemece kararın gerekçe kısmında davalı aleyhine asıl alacağın yüzde yirmisi oranında icra inkar tazminatına hükmedildiği ifade edilirken, hüküm kurulurken asıl alacağın yüzde kırkı oranında icra inkar tazminatına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
12. HD. 10.10.2023 T. E: 1463, K: 5855
Dava konusu taşınmaz evlilik birliği içinde 26.11.1999 tarihinde edinilerek davalı eş adına kayıtlandığına ve bu dönemde eşler arasında 743 sayılı TKM’ye göre mal ayrılığı rejimi geçerli bulunduğuna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Borçlar Kanunu genel hükümlerine göre çözümlenmesi gerekeceği,eşlerin kanunun tanıdığı bir yıl içinde geçmişe etkili bir biçimde edinilmiş mallara katılma rejimi dışında yine kanunun tanıdığı başka bir mal rejimini (mal ortaklığı, mal ayrılığı veya paylaşmalı mal ayrılığı rejimlerinden birini) evlenme tarihinden itibaren geçerli olmak üzere seçemeyip ve belirleyemeyecekleri-
Görülmekte olan davada, evlilik birliği içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" annenin bekarlık soyadı ile değiştirilmesinin talep edildiği; bu durumda davanın aile hukukuna dayandığı; böyle bir uyuşmazlığın aile mahkemesinde çözümlenmesi gerekeceği-
Satışın, kıymet takdirinin esas alındığı tarihten 2 sene sonra yapılmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı, Ayrıca, İİK'nun 128. maddesinde öngörülen 2 yıllık sürenin başlangıcının, bilahare kesinleşmesi kaydı ile kıymet takdirinin yapıldığı tarih olduğu, bu hususun kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re'sen nazara alınması gerekeceği-
8. HD. 12.03.2019 T. E: 2017/11079, K: 2559-
Borç ipotek ile temin edilmiş olsa bile, elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilirse, öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçerek tercih hakkını bu takip türünden yana kullanana alacaklının aynı borca ilişkin olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapamayacağı ve bu durumda İİK. mad. 45/1 uyarınca rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sonucunda rehin tutarı borcu ödemeye yetmez ise alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yolu ile takip edebileceği; bu konudaki şikayetin süresiz olarak yapılabileceği-
5737 sayılı Vakıflar Kanunu 27.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmış ve aynı tarihte yürürlüğe girmiş olup; yasanın geçici 5.maddesi hükmüne göre vakıf şerhleri ile ilgili devam etmekte olan davalarda diğer kanunlarda yer alan zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere ilişkin hükümlerin bu kanun açısından uygulanmayacağı kuralı getirildiğinden, burada 5841 sayılı Kanunun 2.maddesinden öngörülen kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süreyi düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanununun değişik 12.maddesinin uygulanma olanağının olmadığı-
Mahkemece eski hale ihya kararı verilmiş ancak bu kararın uygulanması için son imar düzenlemesi ile oluşan tapunun ihyasına karar verilen kısma isabet eden bölümünün iptaline karar verilmemiş olmasının, ihyasına karar verilen 1103 (131) parsel sayılı taşınmazın 5501 ada, 7,8,9,10,11,12,ve13 parsel sayılı imar çapının içinde kapsadığı bölüm belirlenip krokiye bağlandığı halde sadece anılan imar parseli içinde kaldığı belirlenerek infazda sorun çıkaracak biçimde hüküm kurulmasının da doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.