Boşanma davasında, davalının ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş ve bu iddia bir kısım delille de doğrulanmış olduğundan, mahkemece; TMK. 405 ve HMK. mad 56/1 uyarınca davalının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği-
24.08.2021 tarihinde davalı alacaklı şirket yetkilisi olduğunu beyan eden ..............' ın icra dosyasındaki hacizlerin kaldırılması talebinde bulunduğu, ancak Bursa Ticaret ve Sanayi Odasından alınan yazı cevabında, şirket yetkilisinin görev süresinin 2019 yılında dolduğunun beyan edildiği, görev süresi içerisinde yapılmayan bu beyanın alacaklı şirketi bağlamayacağı, icra müdürlüğünün şikayete konu 25.08.2021 ve 30.08.2021 tarihli işlemlerinin yerinde olduğu-
Uyuşmazlık; iflâs yolu ile takipte itirazın kaldırılması ve iflâs davasında İİK’nın 164 üncü maddesi uyarınca istinaf süresi kararın tebliğinden itibaren on gün olduğu hâlde, İlk Derece mahkemesince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yoluna başvurulabileceğinin belirtilmesi karşısında, davacı vekili tarafından kanunda öngörülen on günlük istinaf süresinden sonra ancak İlk Derece Mahkemesince gösterilen kanun yolu süresi içerisinde verilen istinaf dilekçesinin süresinde kabul edilmesinin gerekip gerekmediği, buradan varılacak sonuca göre Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf dilekçesinin süresinden sonra verildiği gerekçesiyle reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
İtirazın iptali davasının, dava şartı arabuluculuk kapsamına girmediği-
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği- Davaya konu uyuşmazlığın adi ortaklığa ilişkin olduğu, iş konusunun kumaş ticareti olduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarında yapılan incelemeye göre davalının da tacir sıfatıyla ticaret sicilinde kaydı bulunduğu, buna göre her iki tarafın da tacir olduğu uyuşmazlıkta, uyuşmazlığın çözümünün Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevi içinde olduğu-
Sosyal Güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda -hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talepleri hariç olmak üzere- dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesinin zorunlu olduğu-
Tefecilik iddiasının dar yetkili icra mahkemesince incelenmesinin mümkün olmadığı-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
MK'nın 950. maddesi uyarınca alacaklının, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantılı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği ve alacaklının, şartlar oluştuğu takdirde hapsettiği şeylerin paraya çevrilmesini isteyebileceği-
Süresinde yetki itirazında bulunulmazsa, davanın açıldığı mahkemenin yetkisinin kesinleşmiş olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.