Vekilin görevini yerine getirmemesi neticesinde doğan zararın tazmini talebine ilişkin davada, davalı avukatın ihmali ile müvekkili davacının uğradığı zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunup bulunmadığının saptanması açısından, dava açılmadığı ileri sürülen taşınmazlar ile ilgili davalar açılmış olsaydı elde edilecek menfaatin tespit edilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen ücret farkı, ikramiye farkı ve ilave tediye farkı alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır...
TBK'nun 316. maddesinde akde aykırılık nedeniyle tahliye davası açılabilmesi için kiraya verence, kiracıya konut ve çatılı işyeri kirasında, en az otuz gün süre verilerek, aykırılığı gidermesi, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceği konusunda yazılı bir ihtarda bulunması, diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebileceği-
Mahkemece, tanık beyanları esas alınarak "eczacının gerekli kimlik kontrollerini yapmadan ilaçları teslim etmesinin kusurlu davranış olduğu" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, kurumca yapılan denetimde cezalar herbir hasta ve her bir eylem için ayrı ayrı kesilmiş ve duruşmada dinlenen tanıklardan bir kısmı imzayı inkar edip ilaçları teslim aldıklarını kabul ettiklerine göre bu hususların (eczacı, hukukçu ve mali işlerden anlayan uzmandan oluşan) bilirkişilerden rapor alınarak mahkemece her bir hasta için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Mahkemenin, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemeyeceği ve hükme bağlayamayacağı-
İhtiyati tedbir kararı verilmesine dair talebin reddine ilişkin kararın, HMK. mad. 391/2 uyarınca gerekçeli şekilde yazılması gerektiği-
Davalı yapılan ödemelerin sosyal devlet ilkesi uyarınca yapıldığı, salt ikamet değişikliğinin bildirilmemesi nedeniyle davacı kurumun aylıkların iadesini istemesinin anılan ilkeye aykırı düşeceği-
Davacının ayıp iddiası ile ilgili olarak alacak isteminde bulunduğu, bu durum için yasanın tacire 2 ve 8 günlük muayene ve ihbar süresini getirdiği, ancak özel bir şekil şartı da aranmamakla birlikte ihbarda sürelere uyulup uyulmadığı hususunda genel ispat kurallarının geçerli olacağı, somut olayda ise davalı cevap dilekçesinde açıkça malların ayıplı olduğu iddiasının davacı tarafça dile getirildiğini fakat kendilerinin bu istemi yerinde görmediklerini beyan etmiş olup bu ikrar karşısında davacının ihbarın süresiyle ilgili herhangi bir ispat vasıtası sunmasına gerek bulunmadığı, bu doğrultuda mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilip işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkta mahkemece davalı yararına ortak alanlardaki eksik işlerden kaynaklanan bedele hüküm kurulurken arsa sahiplerinin sadece payları oranında talepte bulunabilecekleri nazara alınarak buna göre hesaplama yapılması gerekirken davacı aleyhine fazla bedele hükmedilmesinde isabet görülmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.