Davacı avukatların sözleşme gereği tahsil edilmeyen icra dosyaları için makbuz düzenlemek suretiyle sözleşmeye aykırı davrandıkları anlaşıldığından azlin haklı olduğu- Avukatlık Hizmet ve Hukuki Danışmanlık Sözleşmesi de gözetildiğinde, azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı % 2 oranında vekalet ücreti talep edilebileceği-
Mahkemece, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyulmasından sonra taraflara varsa ellerindeki delillerin tümünü sunması konusunda iki haftalık kesin süre verilmiş, ancak taraf vekillerine kesin süreye uyulmamasının sonuçları ihtar edilmediğinden, mahkemece usulüne uygun olarak verilmiş bir kesin sürenin varlığından söz edilemeyeceği-
Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu olmayıp; bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunmasının da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamayacağı-
Davacının işyerinde amirine hitaben "ekmeğimle oynayanın ekmeğiyle oynarım” dediği sabit olup davacının söz konusu eylemi değerlendirildiğinde, davacının iş sözleşmesinin feshi haklı neden ağırlığında olmasa da davacının eylemlerinin işyerinde olumsuzluğa neden olduğu anlaşıldığından, feshin geçerli nedene dayandığının kabulü gerektiği-
Gerek cüz'i miktardaki ayıpların bedeli nazara alınarak gerekse de dava konusu bağımsız bölümlerin arsa sahiplerinin teminatını oluşturması bakımından, dosya sonucunun beklenerek, o dosyada hükmedilmesi halinde verilecek bedelin ödenmesi kaydıyla ve ayıplı işlerin giderilme bedellerinin depo ettirilerek birlikte ifa şeklinde sonuca gidilerek uyuşmazlığın çözümü ile, her halükarda davacıların dava açılmasına neden olmadıkları gözden kaçırılmadan yargılama giderleriyle sorumlu tutulmaksızın bir sonuca varılması gerekeceği-
Teslimi kabul edilmeyen belgeler yönünden davalı isticvap edilip, bu konudaki beyanı alınıp, tüpleri teslim alan kişilerin davalı çalışanı olup olmadığı belirleneceği- Davalı şirketin kararlaştırılan cezai şartı ödemesinin ekonomik yönden mahvına sebep olup olmayacağının belirlenmesi gerektiği- Talep dışına çıkılarak davalı/karşı davacının cari hesap alacağının hüküm altına alınamayıp tarafların takas-mahsup taleplerinin değerlendirilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Cezai şartın asıl borcun akıbetine bağlı olduğu, asıl borç geçersiz ise bunun mueyidesi olan cezai şartında geçersiz olduğu - tek taraflı özellikle işçi aleyhine cezai şart öngören hizmet sözleşmelerinin bu kısmının geçersiz olup sonuç doğurmayacağı-
Davacının dava tarihinden önce noter kanalıyla davalıyı temerrüde düşürdüğünü, ıslah dilekçesinde temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiği ve temerrüt tarihi ile dava tarihinin aynı olduğu anlaşılmakla mahkemece kabul edilen miktara temerrüt tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar vermesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun, alacaklı tarafından takip konusu borcun aslının ödendiği ancak borcun ferilerinin ödenmesi gerektiği yönündeki talebi karşısında, artık takip dayanağı belgenin İİK.nun 68/1. maddesinde yazılı belgelerden olup olmamasının bir öneminin olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.