Alacaklının distribütörlük ilişkisinden doğan teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile borçlu hakkında takip yapamayacağı, cari hesap ve kredi ilişkisi olmaması sebebiyle İİK.m.150/ı maddesinin uygulanamayacağı-
"Takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı taraf ile protokol yaptıklarını ve ödemeleri bulunmadığının borcun kalmadığı"ndan bahisle takibin iptali ile satışın durdurulmasına ilişkin yapılan şikayet üzerine, icra mahkemesince duruşma açılarak, tarafların iddia ve delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesince İİK 71/II ve 33/a maddeleri uyarınca verilmiş olan “zamanaşımı” nedeniyle icranın geri bırakılması” kararından sonra, davacı tarafından genel mahkemede İİK. 33a/II uyarınca “zamanaşımının vaki olmadığının tespiti” konusunda açılmış bir dava bulunup bulunmadığının, açılmışsa sonucunun, tasarrufun iptali davasına bakan mahkemede “bekletici mesele” yapılması gerekeceği- Tasarrufun iptali davasının açılması koşullarından birisinin de "davacının borçludaki alacağının kesinleşmiş olması" gerektiği-
Borçlu ile ipotek veren 3.kişiye icra emri gönderilebilmesi için banka tarafından kullandırılan bir kredinin bulunması gerekeceği-
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “davacının davalıya verdiği vekâletnamede açıkça kambiyo senedi düzenlemesi yetkisinin verilmediği, vekâletnamedeki davacı adına çek karnesi alınması hususundaki yetkinin kambiyo senedi düzenlemesi yetkisini kapsamayacağı, hal böyle olunca davacının bu senetten dolayı sorumlu tutulamayacağı” gerekçeleri ile “davanın kabulüne” karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Takip talebi ile, takip konusu çekin bağlı olduğu altı aylık zamanaşımı süresinin kesilmiş olacağı, bu tarihten takip şeklinin değiştirilmesine ilişkin talep tarihine kadar altı aydan fazla bir süre geçmiş olması halinde, takip dayanağı çekin zamanaşımına uğramış olacağı-
Boşanma ve çocukla şahsi ilişki kurulmasına ilişkin ilamın takibe konulabilmesi için kesinleşmesinin gerekli olduğu-
Alacaklının, alacağı ipotekle temin edilmiş olsa da, öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmaksızın kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapabilecek olduğu- Borçlunun, senedin takip alacaklısı bankaya teminat olarak verildiği iddisını, senede açıkça atıf yapan bir sözleşmeyle de ispatlaması gerektiği- Takip alacaklısı bankanın, "senedin kredi borcunun geri ödenmesi amacıyla verildiği" yönündeki beyanının, esasen senedin "ödeme aracı olarak alındığı"na yönelik bir savunma olduğu,senedin teminat senedi olduğunun kabulü anlamına gelmeyeceği-
İnkar tazminatına ilişkin iki ayrı kararın mevcut olduğu görülmekle, Bölge Adliye Mahkemesince bahsi geçen ek karara ilişkin de değerlendirme yapılarak ve teminat iddiasının kabul edilmesi halinde borcun esası incelenmediği nedenle alacaklı aleyhine tazminata hükmedilemeyeceği nazara alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekeceği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilmesi gerektiği- 

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.