Krediyi kullandıran tarafça, noter aracılığıyla krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adresine gönderilen hesap özetine, tazmin talebine veya ihtara tebliğ edildiği tarihten itibaren sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde, ihtardaki borç miktarının kesinleşeceği, ancak, böyle bir durumda, borçlunun, kesinleşen borç miktarına ilişkin ödeme belgesi sunmak suretiyle itfa itirazında bulunabileceği gibi; ihtarnamedeki borç miktarına, takip tarihine kadar işletilen faiz miktarı ve faiz oranına da itiraz edebileceği-
Davacı alacaklının icra takibindeki alacağının, cari hesap sözleşmesine dayalı olarak alındığı belirtilen çeklere dayalı olduğu bu durumda cari hesap üzerinde inceleme yapılmadan başka bir ifade ile takip dayanağı çeklerin vadeli olarak düzenlenip düzenlenmediği belirlenmeden tasarrufun borcun doğum tarihinden önce yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı- Şirketin bir ortağı için takibin iptal edilmiş olmasının, diğer ortak hakkındaki takibin de ortadan kalktığı anlamına gelmeyeceği-
Tüzel kişiliği olmayan sağlık merkezinin bağlı olduğu Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu yerine sağlık merkezi hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından, alacaklının HMK. mad. 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesinin mümkün olduğu-
Kesin mühlet kararında engelleyen bir tedbir olmadığından, karar tarihinden sonra ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılmasının mümkün olduğu ve bu nedenle borçlunun şikayetinin kabülü ile takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun ilama aykırılık şikayetine dayalı olarak takibin ve icra emrinin iptalini talep etmesi ve haklı çıkması halinde, icranın iadesini isteyebileceği bu durumda hukuki yararı mevcut olduğuna göre, borcun icra takibinden sonra ödenmiş olması, şikayetin esasının incelenmesine engel olmadığı-
Mahkemece menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesine karşın alacaklı yanca takipten feragat edildiğinden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yasal şartları oluşmadığından tazminat talebinin reddine karar verildiğinin görüldüğü, o halde, mahkemece, bozma ilamı kapsamında takibin durdurulması ile alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekirken alacaklının takipten feragat ettiği ve davanın konusuz kaldığından bahisle hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Alacaklı vekilinin borcun kısmi itfasına dair beyanı geçerli olup mahkemece; söz konusu kabul beyanı dikkate alınarak yapılan ödemelerin takip konusu borçtan düşülerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı uyarınca icra takibinin durdurulmasına karar vermesi gerekirken takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Her ne kadar, bononun yazı ile yazılan miktar kısmında tahrifat yapıldığı bilirkişi tarafından tespit edilmiş ise de; senedin düzenlenme tarihindeki Türk lirasının değeri gözönüne alındığında 121,00 TL için bono düzenlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu nedenle bononun yazı ile yazılı miktar kısmı yazılırken "bin" kelimesinin maddi hataya dayalı olarak hatalı yazıldığının kabulü gerekeceği, aksi yöndeki kabulün aşırı şekilcilik olup, ağır hak kaybına sebebiyet verecek nitelikte olduğu, öte yandan; mahkemece alınan bilirkişi raporunda rakamla yazılı miktar kısmında tahrifat olduğunun tespit edilmediği ve alacaklı tarafından takip talebinde senedin miktarının 120.000,00 TL olarak belirtildiği hususları birlikte nazara alındığında, salt borçlunun beyanı ile senedin gerçekte 12.000,00 TL olarak düzenlendiği sonucuna varılamayacağı, o halde mahkemece, borçlunun itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip talebinin alacaklı bölümünde S. Sorkuncuk ve Mass Ayakkabı.. Ltd.Şti.’nin gösterildiğinin, borçlulara çıkartılan ödeme emrinde alacaklı olarak sadece S. Sorkuncuk ismine yer verildiğinin görüldüğü, borçlu vekili İcra Mahkemesine başvurusunda usulsüz tebligat şikayetini, ödeme emrinde borcun sebebi ve dayanak teşkil eden belgelerin gösterilmediğini, icra dairesinin yetkili olmadığını ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 26.03.2021 olarak düzeltilmesini ve yetki itirazının kabulünü, ödeme emrinin iptalini talep etmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda usulsüz tebligat şikayeti ile ilgili değerlendirme yapılmaksızın alacaklı S. Sorkuncuk’un alacaklı sıfatı bulunmadığı gerekçesi ile ödeme emrinin iptaline karar verildiği, S. Sorkuncuk’un yetkili hamil olup olmadığı dolayısıyla kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunup bulunmadığı hususu İcra Mahkemelerince ancak İİK’nın 170/a maddesine göre süresinde yapılan itiraz ve şikayetlerde usuli dairesince kendisine intikal eden işlerde re'sen dikkate alınacağı, ............... tebliğ tarihli ödeme emrine ilişkin usulsüz tebliğ şikayeti incelenip ödeme emri tebliğ tarihi düzeltilerek şikayet ve itirazın beş günlük sürede olması halinde alacaklının yetkili hamil olup olmadığı konusu değerlendirilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.