Toplanan delillere göre borçlunun imzaya itirazının kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, ancak, cirantanın takip alacaklısı olduğu gözetildiğinde, adı geçenin, takip konusu senetlerdeki imzaların keşidecinin eli ürünü olup olmadığını bilebilecek konumda olmadığı anlaşıldığından, bu durumda icra mahkemesince alacaklı aleyhine tazminata ve para cezasına karar verilmesinin; ayrıca mahkemece borçlunun imzaya itirazının kabulü halinde  takibin "durdurulması" yerine "iptaline" karar verilmesinin  isabetsiz olduğu, açıklanan nedenle kararın bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği-
Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin davada, işyerinin icra yoluyla satışının yapıldığı ve davacı şirketin işyerini satın alan şirketten kiraladığı, icra satış işleminin bir işletme satışı biçiminde gerçekleşmeyip bina ve makine satışı olarak gerçekleştiği, davacı şirket ile Kurum borçlusu şirket arasında doğrudan ya da dolaylı hukuki ilişki kurulmadığından 5510 Sayılı Kanun'un 89.maddesine göre işyeri devrinden ve devir sebebiyle Kurum alacağından sorumluluğun söz konusu olamayacağı-
Alacaklı tarafından bir adet bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe karşı borçlunun, takip dayanağı bonoyu şirketi temsilen imzaladığını, şahsi sorumluluğunun bulunmadığını belirterek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu davada, sorumluluk doğması için keşidecinin atacağı tek imza yeterli olup, bononun ön yüzündeki ikinci imzanın atılması zorunluluğu olmadığından şirket kaşesi dışına atılan imza aval olarak değerlendirileceği- İtiraz eden ve adı geçen şirket yetkilisi olan borçlunun kaşe dışında, açıkta herhangi bir imzası da bulunmadığından, kaşe üzerine atılan imzaların şahsı adına değil, şirketi temsilen atıldığı ve şirketi borç altına soktuğu kabul edilmesi gerekeceği-
Borçlunun takip tarihinden önce çek bedelinin ödendiğini ileri sürmesi borca itiraz niteliğinde olduğundan, alacaklının, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi gerektiği-
Aynî borç için birden fazla taşınmazın ipotek edilmiş olması halinde taşınmazların her birine isabet eden ipotek miktarının icra müdürlüğünce saptanması gerekeceği—
Takip dayanağı ilam incelendiğinde, alacaklının (davacının) kısmen borçlu olmadığı, alacağın dayanağı olan çek bedelinin de borçlu tarafından kısmen tahsil edildiği tespit edildiğinden, bu doğrultuda ödenen miktarın da istirdadına karar verildiğinden, anılan kararın, menfi tespit ve yargılama aşamasında istirdata dönüşen ilam niteliğinde olup kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği-
Borçlunun, site yönetimi aleyhine takip yapılamayacağı, alacaklı şirketin unvanı değiştiği halde değişmiş haliyle takipte gösterilmediği ve değişmiş unvanı ile düzenlenmiş bir vekalet olmadığından bahisle takibin iptali isteminin şikayet niteliğinde olduğu ve icra mahkemesine başvurulmasının gerekeceği-
İcra Mahkemesince takip dayanağı senedin dosya içinde mevcut tarihsiz protokol gereği verildiği kabul edilmiş olmakla anılan senet illetten mücerret olmadığı için bono vasfında sayılamayıp, protokol gereğinin yerine getirilip getirilmediği hususu ise dar yetkili İcra Mahkemesince tartışılamayacağından, anlaşmanın çözümü de yargılamayı gerektireceğinden İİK.nun 170/a madde gereğince re'sen takibin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
İİK'nun 170/3. maddesi uyarınca; icra mahkemesinin, aynı Kanun'un 68/a maddesine göre yapacağı inceleme sonunda inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığı kanaatine varırsa, itirazın kabulü ile birlikte takibin durdurulmasına ve 4. fıkra uyarınca alacaklının senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, borçlu yararına takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın %10’u oranında para cezasına hükmetmesi gerekeceği-
İtiraz edilmemekle ihtarname ile istenilen toplam borcun kesinleştiğinin ve ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren verilen sürenin sonuna kadar işleyecek akdi faiz, bu tarihten takip tarihine kadar da işleyecek temerrüt faizinin takipte talep edilebilir hale geldiğinin kabulünün gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.