Dava konusu taşınmazda idare ile birlikte yirmi hissedarın bulunduğu, kamulaştırmaya ilişkin bir şerh bulunmadığı, idare tarafından İcra Müdürlüğüne sunulan talep yazısında taşınmazda bulunan muhdesatların Kamulaştırma Kanunu’nun 20. maddesine göre icraen tahliye edilmesinin istenildiği, söz konusu taşınmazın idare adına tapuya tescil edilmediği dolayısıyla taşınmaz ve taşınmaz üzerindeki muhdesatlar kamulaştırılmış olsa bile taşınmaz idare adına tescil edilmediğinden taşınmazda bulunan muhdesatların Kamulaştırma Kanunu’nun 20. maddesine göre icraen tahliye edilmesinin ve taşınmazda bulunan kişilere tahliye için muhtıra gönderilmesinin mümkün olmadığı-
Borçlunun tavzih talebi üzerine HMUK. mad. 455'e (şimdi; HMK. mad. 304 vd.'na) aykırı olarak alacaklının lehine olan hüküm değiştirilerek alacaklının aleyhine sonuç doğuracak şekilde tavzihen karar verilemeyeceği-
Takip tarihinde ergin olan çocuk için, annesinin velayeten «birikmiş nafaka»dan dolayı takip yapamayacağı–
Taraflar arasında gayrimenkulün aynıyla ilgili bir ihtilafın bulunmadığı ve dava sözleşmenin iptalinden kaynaklı alacak davası niteliğinde olduğundan ilamın icra takibine konulabilmesi için kesinleşmesi gerekli olan ilamlardan olmadığı-
Gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı- Kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması, yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin kanunun emredici nitelikteki maddelerine aykırı olacağı-
Alacaklı vekilinin, şikayet tarihinden sonra takip dosyasında, çek bedelinin sehven takibe konulduğunu beyan ederek, feragat harcını yatırması ile takip dosyası kapatılmış ise de, borçlu borca itirazı ile birlikte tazminat talebi ile vekalet ücreti talebinde bulunduğundan, mahkemece, borçlunun itirazında haklı olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre tazminat talebi ve yargılama gideri ile vekalet ücreti talebi hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Senetteki ilk cironun lehtara ait olmaması ve lehtarın cirosunun bu ilk cirodan sonra yer alması halinde, ciro zincirindeki bu kopukluk nedeniyle, alacaklının keşideciye ve lehtarın cirosundan sonra ciro silsilesinde yer alan şahıslara karşı takip hakkı varsa da ilk cirantaya müracaat edemeyeceği-
İcra mahkemesince «icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisizliğine» dair verdiği kararın kesinleşmesi üzerine, alacaklının on günlük (şimdi HMK. gereğince "iki haftalık" ) hak düşürücü süre geçtikten sonra «icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesini» istemiş olması halinde, «önceki (yetkisiz icra dairesindeki takibin) açılmamış sayılacağı»-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.