Trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemi-
Saptanacak olan sigortalının gerçek ücreti esas alınarak ibranın verildiği tarihteki davacıların zararı hesaplanıp, sonuçta tazmin edilecek miktar ile buna karşılık alınan meblağ arasında açık oransızlık bulunup bulunulmadığı, yani belgenin “ibra” ya da “kısmi ifayı içeren makbuz” niteliğinin denetlenmesinin gerekeceği-
İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği, devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkının saklı bulunduğu, hakkında başlatılan icra takibi sonucunda haczedilen malların teslim edildiği yedieminin depodaki eşya ile birlikte kaybolması nedeniyle uğradığı zararının tazminini isteyen davacının, husumeti Adalet Bakanlığı'na yöneltebileceği-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davada, murisin sürücüsü olduğu aracı kullanırken karıştığı trafik kazasında kendisinin vefatı ve birden fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan eylemin 5237 sayılı TCK 85/2 maddesinde tanımlanan taksirle öldürme kapsamında “cezayı gerektiren bir fiil” olarak düzenlendiği, uyuşmazlıkta, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesi uyarınca ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, taksirle öldürme suçuyla ilgili ceza davasının TCK'nun 66/1-d maddesi uyarınca onbeş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu-
Dosya kapsamından; dava konusu edilen krediler nedeniyle davacının dava konusu yaptığı miktarların yargılama esnasında peyderpey ödendiğinin dosya içeriğinden ve davacının temyiz dilekçesindeki beyanından anlaşıldığı, bu haliyle dava konusuz kaldığından “karar verilmesine yer olmadığına” dair hüküm tesis edilmesi, dava tarihindeki durum ve tarafların dava tarihindeki haklılık durumlarına göre yargılama gideri ve vekalet ücretinin hüküm altına alınması gerekeceği-
Kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Hükme esas alınan raporda oluş şekli, araçların seyrettiği şeritler farklı algılanılarak kusur tespiti yapılarak tespit edilen kusur durumunun isabetsiz olduğu- Mahkemece, kaza tutanağı, sürücülerin olaya ilişkin beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, tarafların kusur durumlarının tespiti hususunda gerekçeli, ayrıntılı, denetime elverişli, önceki raporunda irdelendiği bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açılan bu davada HMK 114 1-b maddesi gereğince idari yargı mercileri görevli olduğu gerekçesiyle yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Maddi tazminat isteği, çalışamamaktan yani davalı koca ile evli kalınması nedeniyle uğranılan kazanç kaybından kaynaklandığından; Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında olmayıp, Türk Borçlar Kanunu kapsamında olduğu; dolayısıyla genel mahkemelerin görevli olduğu-
Gerek anılan birleştirme kararı, gerekse de birleştirme sonrası yapılan yargılamada duruşma günlerinin birleşen davanın davalısı şirkete tebliğ edilmediği, adı geçen davalının HMK'nın 27. maddesinde yer verilen hukuki dinlenilme hakkını kullanamadığı, bu şekilde yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında hüküm tesis edilmiş olmasının usule aykırı olduğu, anılan usul hükmü uyarınca davalı şirkete, birleştirme kararı ile yeni duruşma gününün tebliğ edilmesi, yargılamaya katılımı sağlanıp savunma hakkı tanınması gerekeceği, bu eksiklikler giderildikten sonra yapılacak yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.