Davalı tarafça davacının ithal ettiği ürünlerin aynısının ''S... B..” markası ile piyasaya sürüldüğü anlaşılıp, davacının orijinal ''Chi..'' markalı ürünlerin Türkiye temsilcisi olduğu yolunda herhangi bir duyuru veya faaliyeti bulunduğu da ileri sürülmediğinden,davalı eyleminin TTK. kapsamında haksız rekabet olarak kabul edilemeyeceği-
Trafik kazası sonucu oluşan ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemi-
Bilirkişi raporunda trafik kazası unsurlarından olan hareket ile netice arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığı (illiyet bağı) ve taksirle işlenmediği için meydana gelen olayın trafik kazası olarak değerlendirilmeyeceği kanaati bildirilmiş olup, hasarın, iddia edilen yer, şekil ve zamanda meydana gelmediği, rizikonun teminat kapsamı dışında kaldığı hususunda ispat külfeti davalı sigorta şirketinde olduğundan, mahkemece, davalı sigorta şirketinin tüm delillerini ibraz olanağı sağlanıp, rizikonun meydana geliş biçimi ve teminat kapsamında olup olmadığı değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Hakimin takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği-  Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceği- Davacının talebinin aşılarak hüküm kurulmuş olmasının isabetli olmadığı-
Davacının sözleşme konusu işi süresinde bitirmemesi gerekçesiyle 1 yıl süre kamu ihalelerinden yasaklanmasına dair işlemin hukuka uygun bulunması sebebiyle davacının yasaklama işleminden kaynaklanan munzam ve manevi zarar istemlerinin de yerinde olmadığı-
Patlama nedeniyle binada oluşan hasar bedeli ile yoksun kalınan kira bedelinin tazmini istemine ilişkin davada; davalının kusuru sonucu meydana gelen patlama nedeniyle davacılara ait binanın tamamında hasar oluştuğu, binanın yıkılmasını gerektirdiği, davacıların bina bedeli dışında, bina yapılıncaya kadar binadaki tüm kiralananlardan elde edeceği kira gelirlerinden de yoksun kaldığı, olay tarihinden hasar gören bina ile aynı nitelikteki bir binanın yeniden yapılması süresine kadar mahrum kalınan kira kaybından davalının sorumlu olacağı, haksız fiilin meydana gelmesiyle birlikte mahrum kalınan tüm kira zararının doğduğunun ve tamamının istenebilir hale geldiğinin kabulü gerekeceği, ancak davacı vekilince olay tarihinden karar tarihine kadar olan süre için yoksun kalınan kira kaybı talep edilmiş, olduğundan, bu hususlar üzerinde durularak karar verilmesi gerekeceği-
Borçlar Yasası'nın 49. maddesinde belirtilen sorumluluğu genişletmek olanaksız olduğu gibi, yansıma yoluyla da manevi tazminat istenilemeyeceği-
Trafikte kayıtlı araçların, yapıları itibariyle taşınır mal da olsalar mülkiyetlerinin geçişi taşınır ve taşınmazlardan farklı olarak, özel ve kendine özgü bir düzenleme koşuluna bağlanmıştır. Bunun sonucu olarak alıcı ancak satış senedinde belirtilen hukuki neden gereğince (satış ise satış, bağış ise bağış) aracın mülkiyetini kazanabileceği; eğer bu konuda yanlar arasında bir danışıklılık varsa ve gerçekte bağış olan irade satış gibi gösterilmişse, gerçek iradelerin resmi senette birleşmemiş olması nedeniyle mülkiyetin de geçmeyeceği; yanların gerçek iradeleri ile senede yansıyan iradeleri birleşmediğinden, geçerli hukuki bir sonuç ortaya çıkmış sayılmayacak, delillerin imkân vermesi koşulu ile danışıklı bir işlemin varlığının kabul edilmesinin gündeme geleceği- Bu halin de işlemin iptaline neden olacağı-
Taraflar arasındaki tazminat davası-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.