Davacının yargılama sırasında "davanın BK.'nun 18. maddesine (şimdi; TBK. mad. 19) göre incelenip hükme bağlanması" istemiş olmasına rağmen, HUMK. 83 vd. (şimdi; HMK. 176 vd.) göre davasının "ıslah" etmemiş olması halinde, davanın mahkemece İİK. 277. vd. dayalı "tasarrufun iptali davası" olduğu kabul edilerek sonuçlandırılması gerekeceği–
Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiğinin ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiğinin kabul olunacağı, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebileceği-
Davaya konu satışın, alacaklı bankaca hesabın katından önceki aya rastlaması durumunda, borçluların mevcutlarını azaltmaya yönelik tasarrufta bulunduklarını kabul etmeleri gerekeceğinden, alıcı davalı şirket ortaklarının, borçlularla olan yakınlıkları dolayısıyla bu durumu bildiklerinin varsayılması gerekeceği-
Dava konusu taşınmazların davalıya devir edildiği vergi asıl ve cezaları ile birlikte toplam kamu borcunun belirlenmesi ve bu miktarla sınırlı olarak iptale karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Borçlu dava konusu taşınmazlardaki 1/2 hissesini devrettiğinden kabul halinde haciz ve satış isteme yetkisi 1/2 hisse ile sınırlı olarak verilmesi gerekirken, tüm taşınmazın haciz ve satış isteme yetkisinin verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kredinin borçlu tarafından çekildiği ve ödemelerin onun tarafından yapıldığına ilişkin olarak diğer bir ifade ile tasarrufun, nam-ı müstear şeklinde yapıldığına dair soyut iddiadan başka bir delil bulunmadığı, dava konusu taşınmazın borçlu tarafından satın alındığı ispatlanamadığından, bu taleple ilgili davanın da reddine karar verilmesi gerektiği- İcra dosyalarının temlikine ilişkin tasarrufun iptali gerektiği-
Tasarrufun iptali davası-
Para ve mutad ödeme vasıtalarından gayri bir suretle yapılan ödemeler batıl olup, dava konusu taşınmaz devrinin, davalı üçüncü kişinin ortağı olduğu dava dışı şirketin borçlu şirketten alacağına mahsuben yapılmış bir devir olduğunun davalı üçüncü kişinin de kabulüne olması karşında tasarrufun iptali davasının kabulü gerektiği-
Ortağı ve müdürü olduğu borçlu şirketin borcuna  karşılık şirket hakkında yapılan icra takibi sırasında şirket borcuna kefil olan davalı yönünden borcun doğum tarihinin, kefil olduğu tarih değil, ortağı ve kefili olduğu şirketin borçlandığı tarih olarak kabul edilmesi gerektiği- Davacının, dördüncü kişiye karşı da iptal istemini yönelterek ‘onun kötüniyetli kişi olduğunu’ iddia ve ispat etmek hakkına sahip olduğu-
Borçlu tarafından yapılmamış olan tasarruflar hakkında iptal davası açılamayacağı–
Yargılama sırasında dinlenen tanıklar beyanları ile davalının ifadesi arasında çelişki bulunduğundan, mahkemece öncelikle davalı borçlu ve 3.kişinin ne iş yaptıklarının saptanması, şirketlerinin bulunması halinde bu şirketlere ait ticari defterlerin getirtilerek davalılar arasında bir ticari ilişki bulunup bulunmadığının bilirkişi vasıtasıyla incelenerek tespit edilmesi ve sonucuna göre davalı 3.kişnin davalı borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.