SGK borçlusu davalı ile diğer davalı 3. kişi arasında yapılan gayrimenkul satış sözleşme ve işleminin Kurum alacağının tahsiline imkân bırakmamak amacıyla yapıldığı iddiasıyla 6183 s. K. kapsamında iptali ile taşınmazın devreden davalı adına tescili istemine ilişkin davada; “Taleple bağlılık ilkesi”ne göre, hakim, tarafların talebi ile bağlı olup, fazlasına ya da başka bir şeye karar veremeyeceği, somut olayda talep; aynî hakka ilişkin tasarrufun iptali, taşınmazın devreden davalı adına tescili istemine yönelik olup, yazılı şekilde talepten başka bir şeye hükmedilmesinin isabetsiz bulunduğu-
BK. 18 (şimdi; TBK. mad. 19) ve İİK. 277 vd. dayanılarak, terditli olarak "muvazaa" ve "tasarrufu iptal" davalarının birlikte açılabileceği–
Davacının alacağının cari hesap alacağından doğduğu, alacağın gerçek olduğu, haciz tutanaklarının İİK. mad. 105 kapsamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, iptali istenen tasarrufların takip konusu alacaklardan sonra yapıldığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmakla, mahkemece dava ön koşulları yönünden itirazın iptaline ilişkin hükmün kesinleşip kesinleşmediği sorularak kesinleşmemiş ise kesinleşmesi beklenerek, kesinleşmiş ise dava koşulları gerçekleşmiş olacağından tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği- Borçlu ile davalının kayınpeder-damat (borçlunun kızı, davalının eşi) olması halinde İİK. mad. 278/3-1, 280/1 gereğince, dava konusu diğer tasarrufun iptli gerekeceği- Davalı vekilinin savunmasından davalının borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu anlaşıldığından ve dava konusu taşınmazın satışına rağmen halen borçlu tarafından bedelsiz olarak kullanılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığından, İİK. mad. 280/1 gereğince davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İİK. 333a'da düzenlenmiş olan suçtan dolayı hüküm kurulmadan önce, sanığın kasdının tayini için, yetkilisi olduğu şirkete ait defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, aktifinin borçlarını ödemeye yeterli olup olmadığı ve şirket aleyhine başka icra takipleri bulunup bulunmadığının araştırılması ve açılmış bulunan tasarrufun iptâli davasının sonucunun beklenmesi gerekeceği–
Davalı kızın borçlu babasının ödeme kabiliyetini tamamen yitirdiğini ve mevcudunu (malvarlığını) eksilttiğini bilmemesi düşünülemeyeceğinden, babası ile arasındaki ivazlı tasarrufun İİY. 280 uyarınca iptali gerekeceği–
Dava konusu aracın satış tarihinde gösterilen değeri ile bilirkişi tarafından belirlenen değeri arasında bir mislini aşan oransızlık bulunduğundan, tasarruf İİK. mad. 278/2 uyarınca "bağışlama" hükmünde olduğu- Davalı borçlunun konkordato talebi, yani ekonomik durumu, davalı alıcı tarafından bilindiğine göre, dava konusu tasarruf işleminin İİK. mad. 280/1 maddesi hükmü gereği batıl olup, iptale tâbi olduğu
Davalı borçlunun ve davalı kardeşin, iptal davası konusu taşınmazların kendilerine murisleri babalarından kaldığını, taksim sonucu devirlerin gerçekleştiğini ileri sürmelerine rağmen; murislerinden kalan taşınmazların neler olduğu ve bu taşınmazları ne şekilde taksim ettikleri yönünde bir açıklama yapmamaları durumunda, dava konusu sadece 3 taşınmazın taksim edildiği gibi bir sonucun yaşam deneyimlerine uygun olmaması ve tapu kayıtlarında taksim konusunda bir açıklama veyahut hisse bedelinin borçlu tarafından alındığına ilişkin kayda da rastlanmamış olması gerçeği gözardı edilmezse tasarrufun, kardeşler arası bağış olduğunun kabulü gerektiği-
Markaların üçüncü kişilere devrine ilişkin açılan iptal davasında, "davalı borçlunun adına kayıtlı başkaca markaları olup olmadığı, söz konusu markaların değerlerinin bulunup bulunmadığı, elden çıkartılan dava konusu markalar haricinde elinde kalan markalar varsa sermaye büyüklüğüne etkisinin ne olduğu, dava konusu markaların ticari işletmenin mühim bir kısmını teşkil edip etmediği" konusunda bilirkişi raporu alınmaksızın eksik inceleme ve araştırmaya göre karar verilmesinin hatalı olacağı- Dava konusu markaların dava dışı bir başka şirkete devredilmesi halinde, davacı vekiline adı geçen firmanın davaya dahil edilip edilmeyeceği, davaya dahil edilmeyecek ise talebini tazminata çevirip çevirmeyeceği hususunda beyanda bulunmak üzere süre verilmesi gerektiği-
Bilirkişi kurulu raporuna göre, dava konusu senet altındaki imzanın davacı borçlunun eli ürünü olduğunun tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddi ile tazminat koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Borçlu tarafından üçüncü kişiye devredilen tankerin ticari bir araç olup, borçlunun bu aracı satarken durumu kanunun öngördüğü şekilde alacaklılara bildirmediğinin ve ticaret sicil gazetesinde ilan etmediğinin saptanması halinde, dava konusu tasarrufun iptaline karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.