8. HD. 06.06.2017 T. E: 12309, K: 8432-
Trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle manevi tazminat istemi-
İcra hukuk mahkemesince sadece şikayet yolu ile sıraya ilişkin itirazların incelenebileceği-
İptali istenilen tasarruf aynı olsa da, takip dosyaları ve alacaklar birbirinden farklı olduğundan davaların konusunun aynı olduğundan söz edilemeyeceği-
Somut olay, 5237 sayılı Kanun'un "taksirle öldürme"yi düzenleyen 85 inci maddesinin kapsamına girdiğinden 2918 sayılı Kanun'un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği- Kazaya neden olan kişi hakkında ölümü nedeniyle bir ceza davasının açılmamış olmasının ceza zamanaşımının uygulanmasına engel olmadığı-
Mükerrerlik iddiasının kamu düzeni ile ilgili olmaması nedeniyle, ancak borçlu tarafından ileri sürülmesi halinde incelenebileceği; mahkemece doğrudan doğruya inceleme yapılarak “takibin mükerrer olduğu” gerekçesiyle “takibin iptaline karar verilemeyeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, hükmün gerekçe kısmının A cümlesinde “....takip alacaklısı sıfatı bulunmayan ....ye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmektedir.....” şeklinde gerekçe oluşturulduğu, B cümlesinde “........ve Paz.A.Ş yönünden icra mahkemesine yapılan başvurunun değerlendirilmesinde....borçlu tarafın isteminin derdestlik nedeniyle usulden reddi gerekir....” şeklinde gerekçe oluşturulduğu, hükmün karar kısmında ise; “ ...."a-Davanın Anadolu Motor Ürt. Ve Paz. A.Ş. yönünden derdestlik nedeniyle usulden reddine, .... ve Paz. A.Ş. yönünden pasif husumet yokluğu sebebiyle reddine, şeklinde karar verildiği belirtilerek kararın gerekçesi ile hüküm arasında çelişki oluşturulduğu-
Termik santralinin çevreye yaydığı zararlı gazların ve küllerin etkisi ile zarar gördüğünü, verimin düştüğünü iddia ederek uğradıkları zararın ödetilmesi isteminde bulunmuş olan davacıların, hukukça kabul edilebilir bir hakka dayalı yararlanmalarının bulunduğunu ispat edemedikleri anlaşılan parsellere yönelik istemlerinin reddi gerekeceği- Derdestlik itirazının hangi parsel ya da parseller için kabul edildiğinin belirlenmesi ve hangi parsellerin, hangi dava dosyaları ile derdest olduğu açıklanarak hüküm kurulması gerektiği-
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu, söz konusu muvazaa da miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği, ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği-Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de TMK 706, TBK 237. ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-
Kat malikleri kurulu kararının iptali ve yönetici atanması istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.