Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkin davada, yerinde yeniden keşif yapılarak sözü edilen hususların duraksamaya yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, aynı zamanda ziraat bilirkişisinden görüş alınarak taşınmazın ne zamandan beri ekilip sürülmediğinin saptanması, hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekeceği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
Davacıya ait taşınmazın bir bölümünü, davalının ağaç dikerek kullandığı, paydaşlardan her biri bölünemeyen ortak menfaatlerin korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabileceği, bu nedenle taşınmazın diğer paydaşlarının davaya dahil olmasına gerek olmadığı-
8. HD. 09.07.2020 T. E: 2018/7895, K: 4752-
Ecrimisil davaları beş yıllık zamanaşımına tabi olup bu beş yıllık sürenin dava tarihinden geriye doğru işlemeye başlayacağı- Dava konusu ilk dönem olan 2007 dönemi için dava konusu taşınmazın mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği aylık ecrimisil bedeli belirlendikten sonra müteakip yıllara on iki aylık ortalamaya göre ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunan miktardan az olmamak üzere ecrimisile hükmedilmesi gerekirken hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olmasının isabetsiz olduğu-
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesi, gerekse 1953 tarih 10/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istekli davalarda dava değerinin her üç isteğin toplamından ibaret olacağı, davaya devam edilebilmesi için dava değeri üzerinden harç ikmali yapılması gerekeceği-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istekleri-
Hazine tarafından, hazineye ait çaplı taşınmaza üçüncü şahıslarca bina yapılmış olduğu için açılan el atmanın önlenmesi ve binaların yıkılması davasında, taşınmaz, belediye sınırları içinde kalıyorsa, 775 sayılı yasa hükümleri dikkate alınarak hazinenin aktif husumet ehliyetinin kalıp kalmadığının saptanması gerektiği–
Malikler arasında elbirliği mülkiyeti mevcut olup maliklerden birinin kendi nam ve hesabına değil elbirliği halindeki tüm malikler adına tasarruf edebileceği, bu tür taşınmazlarda TMK'nin 713/2 maddesindeki "ölüm" nedenine dayanılarak zilyetlikle mülkiyetin kazanılmasının mümkün olmadığı- Çekişme konusu taşınmazın geldi parseli olan ........ parsel sayılı taşınmazın eski tapu kayıtlarına dayalı tapuya tescil edildiğine göre kayıt maliklerinin kanun anlamında bilinen ve yaşamış kişiler olduğunun kabulü gerekeceği, hal böyle olunca, kayıt maliklerinin bilinen kişiler olduğu da gözetilerek TMK'nin 713/2 maddesinde yer alan kim olduğunun anlaşılamaması nedenine dayalı olan iddianın da reddi gerekeceği- Tapulu taşınmazların satışının TMK'nin 706, BK'nin 213 , 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmeyeceği- Davacılar, tapu kayıt malikleri olup davalılar-birleştirilen dosya davacılarının kayıttan veya mülkiyetten kaynaklı bir hakkı bulunmadığına göre elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi ve davacıların payları da gözetilerek tespit edilecek ecrimisile karar verilmesi gerekeceği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada kayden davacının paydaşı olduğu taşınmaza davalının sera yapmak suretiyle müdahalede bulunduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilebileceği, ancak toplanan delillerden çekişme konusu kısımları davalının uzun yıllardır kullandığı, anılan seraları 1994 yılında yaptığı ve davacının bu kullanıma itiraz etmediği, bu durumda, davacı tarafından uzun süre dava konusu yerlerin kullanımına ses çıkarılmadığı ve ihtarname ile davalının taşınmazları terk etmesinin istenmediği gözetildiğinde, davalının çekişme konusu taşınmazları davacının izni ile kullandığı, kötü niyetli zilyet olmadığı, hatta taraflar arasında Borçlar Kanununun 299. ve takip eden maddelerinde öngörüldüğü üzere şifahi olarak ariyet akdi yapıldığı ve aynı yasanın 304. maddesi gereğince de davacının dava açmakla muvafakatini geri aldığı, başka bir deyişle feshederek akde son verdiği kabul edilmek suretiyle ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.