Davalı borçlunun takibe konu edilen kira alacaklarını davacı alacaklıya ödediğini yazılı belge ile kanıtlamak zorunda olduğu, bu nitelikte bir belge ibraz edilmediğinden kesinleşen takip nedeniyle tahliye kararı verilmesi gerekeceği-
Davacıya babasından kalan gayrimenkullerin boşanma davası sırasında mevcut olduğu, sonradan edinilmediğine göre, mahkemece; yoksulluk durumu devam eden davacının geçimi için yeterli ve davalının geliri ile orantılı olacak şekilde TMK. nun 4. maddesindeki "hakkaniyet" ilkesi de gözetilerek nafakanın uygun bir miktar artırılması gerekeceği-
Davacılar, murisleri adına düzenlenmiş tapu tahsis belgesi ile murislerine ait olduğunu iddia ettikleri muhtesat bedellerini istediklerine ve muris A.K’ın, 15.06.1989 tarihinde ölmüş olup, geriye mirasçı olarak davacılardan başka M., A., F., A., Z. ve A. K. adlı mirasçıların da bulunduğu ve bu mirasçıların davada yer almadıkları tartışmasız olduğuna göre, olayda, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyete dayalı istemin söz konusu olduğu-
Gerek müşterek gerek iştirak halinde mülkiyete konu olan taşınmazların tabii ve medeni semerelerinden bir paydaşın pay isteyebilmesi için «yararlanmadan alıkonulma» (istifadan men) koşulunun gerçekleş-mesine gerek olmadığı, buna karşın paylı taşınmazdan kullanma yolu ile elde edilen faydalanmalardan, diğer paydaşların yararlanmadan alıko-nulmadıkça pay isteyemeyecekleri –
Paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi isteği-
HMK'nın 27. maddesi uyarınca paydaşlığın giderilmesi davasında tüm paydaşların yer alması zorunlu olacağından, adı geçen kişinin davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekeceği-
İştirak halindeki (elbirliğiyle) maliklerden birisinin itirazının, tapulama tutanağının kesinleşmesini önleyeceği -
Borçlu adresinde hacizlerin yapıldığı ve hacze kabil mal bulunmadığından haciz tutanaklarının İİK'nun 105. madde anlamında aciz belgesi niteliğinden olduğu- Gerçek bir alacağı bulunan alacaklıya borçlunun bir başkasından olan para alacağını temlik etmesinin ticari örfe dayalı geçerli bir ödeme aracı olduğu- TBK. mad. 638 gereğince, bir ortağın şahsi alacaklısının , ancak ortağa düşecek tasfiye payına yada kar payına başvurabileceği- İptali istenilen temliknamedeki alacağın ortaklığa ait iş nedeni ile yapılan hakedişlerden gelecek paranın temliki olduğu yani, temlik konusu ortaklığa ait alacak olup borçlunun bu alacak üzerinde bir tasarruf yapma hakkı da bulunmadığından, borçlu tarafından açılan tasfiye davası mahkemece red edilerek kesinleşmiş ve davacı alacaklı tarafından açılmış ortaklığın feshi davası da bulunmadığından, dava konusu olayda tasarrufun iptali davasının amacını gerçekleştirmeye yönelik olarak, borçlunun haczi kabil ve paraya çevirmeye uygun bir hakkı yani alacaklının alacağını tahsile imkan sağlayacak bir hakkın varlığı henüz söz konusu olmadığından davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği- Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulü halinde tasarrufların dava dayanağı takip dosyasındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olacak şekilde iptaline karar verilebileceği, bu alacağa faiz yürütülmesinin söz konusu olmadığı-
TMK.nın 676 ve müteakip maddelerine dayalı miras taksim anlaşmasından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteği-
Kişisel hakka dayanan gerek yüklenici, gerek hakkını ondan yazılı olarak temellük eden halefi olan üçüncü kişi; hakkını arsa sahibine karşı ileri sürebilmesi için yüklenicinin sözleşme ile kendisine yüklenen edimini tam olarak yerine getirmesi gerektiği-Yaptığı sözleşme mahkeme kararı ile geriye etkili olarak feshedilen yüklenici ile ondan daire satın alan davalı üçüncü kişi arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu- HUMK. mad 79 uyarınca hiç kimsenin dava açmaya zorlamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.