Doğru sonuca varılabilmesi için, mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla çekişmeli taşınmazlar başında, taşınmazlar tek tek gezilmek suretiyle yeniden keşif yapılması ve yapılacak bu keşifte, mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından sorulmak suretiyle taşınmazların kök muristen kalan yerler mi yoksa 3. kişilerden satın alınan yerler mi olduğunun belirlenmesi, terekeye dahil taşınmazların tüm mirasçıların katılımı ile paylaşılıp paylaşılmadığının, paylaşılmış ise bunun ne zaman yapıldığının ve çekişmeli taşınmazların bu paylaşıma konu olup olmadıklarının, çekişmeli taşınmazlarda davacı tarafın payının bulunup bulunmadığının, taşınmazların kim tarafından ne zamandan beri ve ne şekilde kullandıklarının maddi olaylara dayalı olarak mahalli bilirkişiler ve tanıklara açıklattırılması, tanık beyanları ile yerel bilirkişilerin beyanları çeliştiği takdirde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılması ve sonrasında toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Kök murise ait olduğu anlaşılan ...... ada ........ parsel sayılı taşınmaz hakkında davacıların hukuki yararları olmadığı gözden kaçırılarak bu taşınmaz hakkında da davanın kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu-
Davacıların dayandığı pay elbirliği halinde mülkiyete konu olduğundan, tüm mirasçıların birlikte dava açması ya da birinin açtığı davaya diğerlerinin de katılması ya da muvafakat etmesi, mümkün olmadığı takdirde terekeye bir mümessil tayin edilerek davaya mümessil huzuruyla bakılması gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay bozma ilamı yanlış yorumlanarak, daha öncesinde kaldırılmasına karar verdiği, dolayısıyla hükümsüz hale gelen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacının yaptığı istinaf başvurusunun tekrardan incelenerek başvurunun esastan reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava konusu taşınmazda ortak olan davalı İ.Ü.B.'ya, duruşma gün ve saatini bildirir davetiye ile dava dilekçesinin tebliğ edilmediği, bu şekilde davalının savunma hakkı engellenmek sureti ile yokluğunda karar verildiği anlaşıldığından, adı geçen davalıya usulüne uygun olarak duruşma gün ve saatini bildirir davetiye ile dava dilekçesi tebliğ edilerek, taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kira bedelinin tespiti istemi-
Miras payını temellük eden kişinin elbirliği mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesini isteyemeyip, bu davayı ancak yasal mirasçılar açabileceğinden bu şekilde açılan davanın reddi gerekeceği-
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarının, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu- Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açacağı, HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu- Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği-
TMK’nin 713/2. maddesine dayanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ise ağaçların muhdesat olarak bedelinin tahsili isteği dayanmaktadır. Somut olayda, dava TMK’nin 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde muhdesat bedelinin tahsili isteği-
HMK'nın 112/2. maddesi uyarınca, davacının asli talebi hakkında esastan red kararı verilmedikçe, fer'i talebi hakkında bir karar verilmemesi gerekeceği-
Dava tarihi itibari ile, fiili paylaşıma göre davacının kullanımına bırakılan yerin davalı tarafından kullanıldığı sabit olduğundan davacı elatmanın önlenmesi davası açmakta haklı olup, bilirkişi krokisinde E ile gösterilen yere ilişkin elatmanın önlenmesi isteminin kabulünün gerekip D ile gösterilen bölüm yönünden konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığı- Davacının 5 yıllık ecrimisil isteği yönünden, 2008-2010 yılları arasında bu bölümün davacı tarafından mı, davalı tarafından mı kiraya verildiğinin saptanarak, davalı tarafından kiraya verilmişse 5 yıllık ecrimisile, davacı tarafından kiraya verildiği belirlenirse 2010 yılı ile dava tarihi arasındaki döneme ilişkin ecrimisile hükmedilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.