Toplanan delillere ve dosya kapsamına göre murisin sağlığında 35.000,00 TL'yi mirasçılardan H.'e verdiği sabit olup mahkemenin kabulünün de bu yönde olduğu anlaşıldığından mirasçı H.'in külli halefiyet ilkesi gereğince mirasçıları olan davalıların bu kazandırmanın miras payına mahsuben olmadığını kanıtlamakla yükümlü olduğu, mahkemece, 35.000,00 TL'nin kayıtsız şartsız hibe edildiği, iade edilmek istenmediği, miras payına mahsuben verilmediği kanıtlanmadığından TMK. mad. 669'da yer alan ilkeler ışığında taraf delilleri değerlendirilerek mirasta denkleştirme ile ilgili bir karar verilmesi gerektiği-
Altsoy açısından karşılıksız kazandırmada miras payına mahsup edilmek üzere hareket edildiği yönünde karine olup; kural olarak denkleştirmenin söz konusu olacağı ve kazandırmanın miras payına mahsuben verilmediğinin ispat yükü kazandırmadan yararlanan davalıya düşeceğinden muris tarafından davalıya verilen paranın ve davalı tarafından bankadan çekilen emekli aylığının miras payına mahsuben verilmediğinin, bu paradan murisin ihtiyaçları ve cenaze masraflarının harcandığının davalı tarafından ispat edilmesi gerektiği-
Tanıkların hazır edilme yükümlülüğünün davalı tarafa yüklenemeyeceği-
Muris ile davalının müşterek olarak açtıkları hesapta aksi bir husus belirtilmemiş olması nedeniyle, davalının murisin ölüm tarihinden sonra ortak hesapta bulunan bedelin 1/2 oranınında kişisel tasarrufu yasaya aykırı olmadığı- Banka cevabından, davalının müşterek banka hesabından murisin ölümünden sonra 21.000,00TL bedeli çektiği anlaşıldığından dava konusu hesabın ortak hesap olduğu ve davalı hesapta bulunan bedeli payı tahsil etmiş olduğu, murisin hesaptaki ½ oranındaki payının ise davacı ve davalı tarafından miras payları oranında çekilmiş olduğu Halkbank’tan gelen cevaptan anlaşılmakla, davacının başkaca miras alacağı bulunmadığı görülmüş olup, davanın reddi gerektiği-
Miras bırakanın altsoyuna karşılık almaksızın yapmış olduğu bu sağlar arası kazandırma aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmediğinden kural olarak denkleştirmeye tabi olduğu- Tenkis davalarında mecburi dava arkadaşlığının olmadığı- Tenkis davasına davacı olarak katılmak isteyenler yönünden başvurma harcı yatırılmadan nispi harcın yatırılması bu istemi dava haline getirmeyeceği-
Mirasta denkleştirme (iade), murisin sağlar arası bir karşılıksız kazandırma ile bir mirasçısına miras hissesine mahsuben mirasın açılması halinde bu tasarruftan yararlanan kişinin miras hakkı ile denkleştirmeye tabi olmak üzere yaptığı bir tasarruf için söz konusu olacağı ve muris karşılıksız bir sağlar arası tasarrufta bulunmakta ancak bu tasarrufun ileride miras açıldığında bundan yararlanan kişinin miras hakkı yönünden nazara alınmasını öngörmesi gerektiği-Dava dilekçesinde davacı kademeli olarak “mirasta iade” olmadığı takdirde “tenkis” isteğinde bulunduğundan mahkemece kademeli olarak ileri sürülen ilk talep mirasta denkleştirme (iade) mümkün olmadığı takdirde tenkis talebi yönünden tarafların delilleri toplayıp değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Tarafların HUMK’nun 293/1 maddesinde yazılı kişilerden olduğu, tanıkla ispat olanağı bulunduğu, Hukuk Genel Kurulu’nun 13.12.1974 gün 1972/T-119 E,1356 K.sayılı ilamında da benimsendiği gibi tüm maddi olaylar hakkında her zaman tanık dinlenebileceği-
Mirasbırakanın davalı S.'e sağlığında yaptığı kazandırma başka bir hukuki ilişki ortaya konulmadığından, "karşılıksız teberru" niteliğinde olup, davacıların saklı payını zedelemiş ise koşullarının varlığı halinde ancak tenkise tabi tutulabileceğinden ve davacıların S.'e yönelik taleplerinin Türk Medeni Kanununun "tenkis" hükümleri (TMK.m. 507, 508, 560, 561 ve 565) çerçevesinde incelenip sonuca bağlanması gerekeceğinden tarafların delillerinin bu çerçevede değerlendirilip, hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru bulunmayacağı-
Mirasta denkleştirme olmazsa tenkis nedenine dayalı alacak istemi-
Davalının miras payına karşılık olarak muris tarafından kendisine yapılan kazandırmayı geri vermekle yükümlü olan davalının aynen geri vermeyi tercih etmesi durumunda, davalıya yapılan kazandırmayı terekeye iadesi ile yetinmek, davalının tercih hakkını para iadesi yönünden kullanması durumunda, bu halde denkleştirmenin, kazandırmanın denkleştirme anındaki değerine göre (TMK. md. 673/1) yapılması gerektiği de gözetilerek, murisin, taşınmazın iki katlı hali ile alımı için murisin ödediği bedelin (verdiği paranın), daha sonra üzerine inşa edilen üç katın imalat bedelini ayrı ayrı belirlemek, bu bedellerin (verdiği paranın) denkleştirme anındaki ulaştıkları değerinin paranın satın alma gücündeki değişimlere göre usulünce belirli kriterleri dikkate alarak hesaplamak, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan taraf, yargıç ve Yargıtay denetimine elverişli rapor almak, bu yolla belirlenen değerin iadesine hükmedilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • kayıt gösteriliyor