Şirketin ihyasına ilişkin kararın TTK. m. 547 kapsamında "ek tasfiye" niteliğinde olup olmadığı, ihyasına karar verilen şirkete TTK. m 547/2 kapsamında tasfiye memurunun atanıp tescil ve ilanına karar verilmesinin gerekip gerekmediği-
Sigortalıda oluşan sürekli iş göremezlik oranının, sigortalıya bağlanan peşin sermaye değeri ile tazminatın miktarını doğrudan etkilediği, somut olayda, davacıda mevcut sürekli iş göremezlik oranının 5.6.1994 tarihinde kontrol edileceğinin gelir bağlama kağıdı içeriğinden anlaşıldığı, hal böyle olunca, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle işçide oluşan meslekte kazanma güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin saptanması gerekeceği-
4. HD. 12.04.2023 T. E: 2424, K: 5324
Uyuşmazlık Hakem Heyetince hükme esas alınan maluliyet raporu ile İtiraz Hakem Heyetinin ara kararı üzerine sunulan maluliyet raporunda, davacının tüm vücut fonksiyon kaybı oranının % 23 olarak tespit edildiği, bu bakımdan davalı vekilinin maluliyet raporuna yönelik itirazının yerinde görülmediği, Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen karara davacı vekili tarafından itiraz edilmediği, bu nedenle usuli kazanılmış haklar gözetilerek davacı vekilinin güncel Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) hizmet dökümüne göre tazminat hesabı yapılmasına ilişkin talebinin yerinde görülmediği, davalı vekilinin hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiği-
İş kazası sonucu sürekli beden gücü kaybına uğrayan işçilerin maddi zarar hesapları yapılırken, günlük kazanca esas olarak, bilinen kayıtlarda gözüken gerçek kazançların dikkate alınmasının gerekeceği-
İstihkak davalarında da borçlu tarafından ticari emtianın büyük bir bölümünün üçüncü kişiye devredilmiş olması halinde İİK.’nun -tasarrufun iptaline ilişkin- 280/3 maddesinin uygulama alanı bulacağı; mahkemece, üçüncü kişinin borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği sonucuna varılırsa, istihkak davasının alacaklı lehine sonuçlandırılacağı-
ZMSS poliçesi ile teminat altına alınan araçların karıştığı trafik kazası sonucunda davacıların eşi ve babası olan M.İ'nin ölmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davada; davacılar vekili tarafından dava dilekçesi ve bedel artırım dilekçesinde her bir davacı için ayrı ayrı tazminat talep edildiği, ancak Uyuşmazlık Hakem Heyetince her bir davacı yönünden ayrı ayrı hükmedilen miktarlar gösterilmeksizin toplam şekilde davacılar yararına tazminata hükmedilmesinin isabetli olmadığı-
Uluslararası koruma statüsü sahibi kişilerin, karşılıklılık şartından muaf tutulduğu- Uluslararası koruma çeşitlerinin "mülteci", "şartlı mülteci" ve "ikincil koruma" statüleri olarak tanımlandığı- Geçici koruma sağlananların teminat gösterme yükümlülüğünden ya da karşılıklılık şartından muaf olduklarına dair bir düzenleme olmadığı;o halde, geçici koruma sağlananlar, teminat gösterme yükümlülüğünden ve karşılıklılık şartından muaf olmadığı- Davacının "mülteci" statüsünde olmadığından davacıya "şartlı mülteci" veya "ikinci koruma" statüsünün verilip verilmediğinin araştırılması gerektiği-
Dava konusu alacak 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1235 inci maddesi gereğince gemi alacaklısı hakkı veren alacaklardan olup, davacı tarafça da gemi üzerine kanuni rehin hakkı tesisi talebinde bulunduğu gözetilip kabul edilen toplam tazminat miktarı ile sınırlı olmak üzere .............. isimli gemi üzerine 6762 sayılı Kanun'un 1236 ncı maddesi gereğince davacı lehine kanuni rehin hakkı tesisine karar verilmesi gerektiği-
İş kazası nedeniyle davacıda oluşan meslekte kazanma gücü kayıp oranı gördüğü tedaviler sonrası aradan geçen zaman içerisinde değişmemiş ola da, davacının zararının, -kayıp oranı ve kontrol muayenesine gerek olmadığı bilgilerini içerir -SGK Maluliyet ve Sağlık Kurulları Daire Başkanlığı raporuyla kesin şekilde belli olduğu- İş kazasından dolayı talep edilecek maddi tazminatın sınırlarının belirlenmesi için meslekte kazanma gücü kayıp oranının gerekli olduğu ve zararın öğrenildiği tarih dikkate alındığında ıslah dilekçesi ile talep edilen maddi tazminatın zamanaşımına uğradığından söz edilemeyeceği- "Zararın öğrenilmesinin onun kapsamının değil, varlığının öğrenilmesi anlamına geldiği, zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hâl ve şartların öğrenilmesinin, zararın öğrenilmiş sayılması için yeterli olduğu, davacıda oluşan meslekte kazanma gücü kayıp oranının zaman içinde değişmediği, gelişen ve değişen bir durum bulunmadığı, bu nedenle davacının zararı kaza tarihinde öğrendiğinin kabulü gerektiği" görüşünün, "29.05.2019 T. 8/3 s. içtihadı birleştirme kararına göre ıslah ek dava olmayıp dava dilekçesindeki miktarın düzeltilmesi mahiyetinde olduğundan, zamanaşımının dava tarihinde ıslah ile arttırılan miktar için de kesildiğinin kabulü gerektiği" görüşünün ve "zamanaşımının, davacının malûliyet oranının kesin olarak belirlendiği Adli Tıp Kurumu raporu tarihinden başlatılması gerektiği, bedensel zararın kesinleşmemesinin sonuçlarını davacıya yüklemenin hakkaniyete aykırı olduğu" şeklindeki değişik gerekçe içeren görüşün HGK çoğunluğunda benimsenmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.