Davacının borcuna mahsuben ödeme yapıldığı iddiasıyla borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin davada, davalının asıl borçlu adına yaptığı ödemeyi asıl borçludan talep edebileceği, davacı kefilden talepte bulunamayacağı-
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1. maddesinde; "Görevsizlik, yetkisizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, davanın nakline veya davanın açılmamış sayılmasına; delillerin toplanmasına ilişkin ara kararı gereğinin yerine getirilmesinden önce karar verilmesi durumunda, Tarifede yazılı ücretin yarısına, karar gereğinin yerine getirilmesinden sonraki aşamada ise tamamına hükmolunur. Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez..." hükmüyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ne şekilde vekalet ücreti tayin edileceği düzenlenmiş olup, bu durumda, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına 29.5.1957 tarih 4/16 Sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı gereğince, yargılama giderlerinden sayılan vekalet ücretine, yine davalı tarafça yapılmış yargılama giderleri varsa bu masrafların da hüküm altına alınması gerekeceği-
İİK 78' e göre icra müdürlüğünün dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verme yetkisinin olmadığı, böyle bir karar verildiği durumlarda kararın yok hükmünde olacağı-
Davalı cevap dilekçesi ile 4 adet tanık ismi bildirmiş, bunlardan üçüne mahkemece davetiye çıkarılmış ve birisi dinlenerek davacı yararına hüküm kurulmuş olup, ancak davalı tanığın adı ve adresi dilekçede belirtilmesine rağmen mahkemece ne dinlenmesinden vazgeçilmiş ne de dinlenmesi için gerekli usuli işlemler yapıldığından davalının hukuki dinlenilme hakkının kısıtlanmış olduğu, tanığın da dinlenmesinden sonra bir karar verilmesi gerektiği-
Son celsede davacı vekilinin gönderdiği mazeret dilekçesinin Baro Temsilciliği tarafından sehven başka mahkemeye iletildiği ve duruşma saatinin geçmesinden sonra asıl mahkemeye intikal ettiği, mahkemece dava dosyasının daha öncesinde de işlemden kaldırıldığı gerekçe gösterilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, anlaşılmakla davacı vekilinin geçerli bir özrü bulunmasına karşın davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu-
6100 sayılı HMK'de duruşma gününün kalemden öğrenilmesi şeklinde bir bildirim usulünün olmadığı, mahkemece mazeretleri kabul edildiğine göre verilen duruşma gününün de usulüne uygun olarak davacılara bildirilmesi gerekeceği, usulüne uygun duruşma günü bildirilmeksizin dosyanın işlemden kaldırılmasına ve 3 ay sonra davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Somut uyuşmazlıkta, davanın 51.000 TL değer üzerinden harç yatırılarak açıldığı, karar harcının da bu değer üzerinden alındığı, tasarrufun iptali davalarında karar harcının tasarrufa konu malın tasarruf tarihindeki gerçek değeri ile takip konusu alacaktan hangisi az ise o miktar üzerinden hesaplanması gerektiği-
Basit yargılama usulünün uygulandığı istihkak davasında ve bu davaya karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasında; davacı-alacaklı tarafın ilk yenilemeden sonra duruşmaya katılmamış olması nedeni ile dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Duruşma gününün UYAP'tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenleme bulunmadığı-
İİK.'nun 78/2. maddesinde düzenlenen yasal süre içerisinde haciz istenmiş olup, alacaklının haciz isteme hakkı düşmediğinden İİK.nun 78/son maddesi gereğince, yeniden haciz uygulanabilmesi için borçluya yenileme emri tebliğine ve yenileme harcı alınmasına da gerek olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.