8. HD. 23.03.2017 T. E: 2015/16385, K: 4117-
Dava dilekçesinde talep edilen cins, adet ve miktardaki altınlarla sınırlı olarak davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, ıslah edilmeyen cins ve sayıdaki altınlar yönünden de davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kadın; dilekçesinde ziynet eşyalarını saymış ve toplam değerini belirtmiş, ancak eksik nispi harç yatırmış; yine eşya alacağı ile ilgili eşyaları saymış, ancak bu eşyaların değerini belirtip bu değer üzenden nispi harcı yatırmamış olduğundan; bu taleplerle ilgili nispi peşin harcın davacıya tamamlattırılmasının gerekeceği-
Ev eşyalarının olduğu kadar senette yazılı ziynet eşyalarının da davacıya iade edildiğinin davalılar tarafından senetle kanıtlanması gerekeceği-
Davacı asil (daha sonra istifa eden) vekiliyle birlikte duruşmaya katılarak mahkemeye adresini bildirmiş olduğundan, dava dilekçesinde bildirmiş olduğu adres ile önceki duruşmada bildirmiş olduğu adreslerin bilinen en son adres olma özelliğini kaybetmiş olduğu ve bu durumda gerekçeli kararın davacı-birleşen davalıya usule uygun şekilde tebliğ edildiğinden söz edilmesi mümkün olmadığı- Bölge Adliye Mahkemesince, davacı-birleşen davalı erkeğin istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulü ile istinaf başvurusunun incelenmesi gerektiği-
3. HD. 26.01.2016 T. E: 2015/17633, K: 719-
Boşanma
Davacı-davalı kocanın davası reddedildiği halde davalı-davacı kadın yararına bu dava nedeniyle vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, davacı-davalı koca lehine vekalet ücreti takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak daha uygun miktarda tazminata takdiri gerektiği-
Dosyada bulunan internet/facebook çıktısı, diğer kadının çektiği mesajlar ve tanık beyanlarından, kadının evi terkinden sonra bile kocanın başka bir kadınla görüşmeye devam ettiği, kocanın da başka bir kadınla görüştüğünü kabul ettiği; terke dayalı dava açılmadan karısına mesaj çekerek “eve dön, dönüp geçmişten bahsetme, ailene de sık gitmek yok, kabul edersen gel” dediği sabit olan kocanın ihtarında samimi olmadığı anlaşıldığından kadının terk ihtarında dönmemekte haklı bulunduğu- Kocanın, karısına terk ihtarını çekmek suretiyle, eşinin önceki kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı, affedilen veya hoşgörüyle karşılanan olaylar ise boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceğinden güven sarsıcı davranışlar içerisine giren kocanın boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu kabul edilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.