Tasarrufun iptali davasında, aciz vesikası sunulması için uygun süre verilmeden davanın reddedilmesinin yanlış olduğu; zira 28/02/2022 tarihli haciz tutanağının aciz vesikası niteliğinde olduğu görüldüğünden davanın esası hakkında inceleme yapılması gerektiği- Davalı-borçlunun istinafa cevap dilekçesinde, diğer davalıya olan borcunu ödediği, davalı-3.kişinin en kısa zamanda alacağını tahsil ettiğine ilişkin bilgiyi icra dosyasına sunacağı bildirildiğinden ödemeye ilişkin bu iddianın da araştırılması gerektiği; söz konusu beyanın gerçek olması halinde, tasarrufun iptali davasının konusuz kalacağı ve yargılama gideri, vekalet ücreti açısından haklılık durumunun belirlenmesi gerekeceği-
Satış işlemleri "Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in Resmi Gazete'de yayımlanma tarihinden önce başlatılmış ise, talep tarihinde aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmaksızın ruhsat devrinin gerçekleştirilebileceği ve haciz tarihi itibarı ile de değişiklik öncesi mevcut bulunan yönetmelikte aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmadığı hususları gözetildiğinde özel hastane ruhsatnamesinin haczinin mümkün olduğu-
Bağımsız bir kat irtifakına geçilmemiş arsa vasfında olan taşınmazda bulunan borçlu hissesinin değerinin tespit edilebilmesi için, arsa ile arsa üzerinde bulunan yapının toplam değerinin birlikte tespit edildikten sonra, bu değerden borçlu hissesine düşen miktarın belirlenerek meskeniyet iddiasının değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayanan ve sadece borçlunun fiilen oturduğu dairenin değerinin tesbitine ilişkin bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının doğru olmadığı-
İİK'nun 82/12.maddesi gereğince borçlunun "haline münasip" evi haczedilemeyeceği; ancak taşınmazın değerinin dikkate alınması, ve borçlunun birlikte oturduğu aile bireylerinin sayısı, ekonomik sosyal durumu gözetilerek, ilçenin daha mütevazi semtinde ve daha küçük bir evde oturmasının da mümkün olduğunun gözetilmesi gerekeceği-
Haczedilmezlik şikayetine konu taşınmazın tapu kaydı üzerinde banka lehine ipotek tesis edildiği görülmüş olup, ipoteğin zorunlu ipotek olup olmadığı, ipotek borcunun devam edip etmediği ve haczedilmezlik şikayetine engel olup olmadığı incelenip değerlendirilmeden bir karar verilemeyeceği- Borçlunun mutlaka aynı semtte veya aynı büyüklükte bir evde oturmasının gerekmediği-
İcra müdürü tarafından kendisine istihkak davası açması için 7 gün süre tanınan alacaklının, bu 7 günlük hak düşürücü süre içinde İİK'nun 99. maddesine göre icra mahkemesinde istihkak davası açması gerekeceği- Yasal 7 günlük sürede istihkak davası açılmaması halinde, üçüncü kişinin istihkak iddiasının kabul etmiş sayılacağı ve alacaklı tarafından konunmuş hacizlerin kalkacağı- Alacaklı tarafından şikâyet yoluna başvurulmuş olmasının, istihkak davası açma süresini etkilemeyeceği, yani bu süreyi durdurmayacağı- İstihkak davasının, ' icra memurunun işleminin iptaline ilişkin şikâyeti' davasını bekleyeceği aksinin usul ekonomisi ilkesi ile de bağdaşmayacağı-
İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekeceği-. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle ve mahkemece re'sen İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşüp, düşmediğinin belirlenmesi gerekeceği- Öte yandan, taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu olmadığı-. Konuya ilişkin tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceğini hükme bağlayan TMK’nın 1010. maddesi emredici nitelikte olmayıp, aynı maddenin son fıkrası uyarınca haciz şerhi verilmekle, taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebileceği- Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşıdığı; ne var ki üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerektiği-
İcra müdürünün borçlunun önceden muvafakati bulunması halinde, gelir aylık ve ödenekleri üzerine haciz koyabileceği, İİK’nun 83/a maddesindeki genel kuralın aksine, takibin kesinleşmesinden sonra olmak koşulu ile borçlunun haciz tarihinden önceki muvafakatinin geçerli olduğu, bu düzenlemenin Sosyal Güvenlik Kurumu’nca hak sahiplerine verilen gelir, aylık ve ödeneklerin haczi hakkında da uygulanmasının gerekeceği-
İİK. 82/2. maddesinde öngörülen «kendisi ve meslek için gerekli eşyaların haczedilmezliğine» ilişkin şikayetin kamu düzeni ile ilgili bulunmadığı ve bu durumda süresiz şikayetin söz konusu olmayacağı–
1475 sayılı Kanunun 28.maddesi (4857 Sayılı Kanunun 35.maddesi) ve 6772 Sayılı Kanunun 44.maddesi uyarınca işçinin almakta olduğu ücretin haczedilemeyeceğine ilişkin düzenleme getirilmiş olup,kıdem tazminatının 4857 Sayılı Kanunun 35.maddesinde "işçinin almakta olduğu ücretlerin dörtte birinden fazlası haczedilemez."şeklindeki hükümde ifadesini bulan ücretten sayılamayacağı,tamamının haczedilebileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.