Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı binanın eksik metrajla yapılmış olmasına dayalı davada bilirkişi raporunda bu kalemle ilgili olarak değerlendirme yapılabilmesi için istikamet rölevesi ve aplikasyon krokisinin temininin gerektiği belirtildiğine göre bu eksiklik giderilerek tekrar keşif icrası sonucu rapor tanzimi sağlanmadan hüküm tesis edilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, kira ilişkisinin ispatlanamadığı gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de; daha önce taraflar arasında görülüp temyiz edilmeksizin kesinleşen Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı ile davalının kiralananda kiracı olarak oturduğu hususu kesinleştiğinden, bu durumda mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Adi yazılı kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın, sözleşmeyi imzalayan taraflar tarafından birlikte açılması zorunlu olduğu-
Kiraya veren davacının açtığı ödenmeyen kira bedeli ile erken tahliyeden kaynaklanan makul kira bedeli ve hor kullanma nedeni ile meydana gelen hasarların eski hale getirme bedelinin tahsili istemi-
Davalı taşınmazı cebri icra yoluyla tahliye ettiğini iddia etmiş ise de buna ilişkin delillerini ibraz etmemiş olup, mahkemece tarafların tahliyeye ilişkin delillerinin araştırılıp toplandıktan ve taşınmazın kiralanmasına ilişkin ihale evrakları getirtildikten sonra taşınmazın tahliye tarihi belirlenerek davalı kiracı olan tarihine kadar ki kira bedelinden sorumlu olacağından bu tarihe kadar olan kira borcu üzerinden davalının itirazının iptaline karar vermek gerektiği-
Davanın terekenin tespiti ve koruma önlemlerinin alınması istemine ilişkin olduğu - Davacının terekenin tamamı üzerine tedbir konulması talebi üzerine mahkemece terekenin tamamı üzerine evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının kesinleşmesine kadar tedbir konulmasına karar verildiği - Davacı tarafça murisin mirasçısı aleyhine evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının açıldığı bildirildiğine ve söz konusu dava halen derdest olduğuna göre, evlatlık ilişkisinin kaldırılması davasının başarıya ulaşması halinde davacının yasal mirasçı konumunu alacağı göz önünde bulundurulduğunda yerel mahkemece terekenin korunmasına ilişkin verilen ihtiyati tedbir kararları ve bu kararlara itiraz neticesinde verilen itirazın reddi kararının isabetli olduğu -
3. HD. 27.09.2018 T. E: 2017/5652, K: 9220-
İİK.nın 269/2 maddesi hükmüne göre borçlunun, itirazında kira akdini açık ve kesin olarak reddetmezse akdi kabul etmiş sayılacağı-
Dava konusu taşınmazın ipotekle satılması halinde tapudaki satış bedeline ipotek bedeli eklenerek rayiç değerle kıyaslanması ve bedel farkının buna göre belirlenmesi gerektiği- Dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli dışında rayiç bedelle alındığı, tapu dışı ödemenin resmi belge ile ispatlanması halinde, tapu dışı ödemenin de tapudaki satış bedeline eklenmesi gerektiği- Davalı 3.kişinin tapu dışı harici ödemeleri taşınmazı aldığı tarihteki banka hesap hareketleri ile ispatlaması halinde de, aksi iddia ve ispatlanmadığı sürece, bankadan tasarruf tarihine yakın tarihlerde çektiği paranın da taşınmaz alımı için kullanıldığının kabulü gerekli olduğu- Dava konusu taşınmazın satışı konusunda davalıların tapuya başvurdukları ve işlemlerin ertesi gün (7.2.2013'de) tamamlandığı davalı üçüncü kişinin hesap hareketlerinden adı geçen davalının satıştan 5.2.2013 tarihinde 80.000 TL; 7.2.2013 tarihinde 655.530.000 TL çektiği, yine davalı borçlu ile ortağı olduğu şirketin  7.2.2013 tarihli hesap haretlerinden 450.000'nin TL şirketin, 200.000 TL'nin borçlunun hesabına girdiği, aynı gün anılan paralarla borçlu ile ortağı olduğu şirketin ipotek borcunun ödendiği, davalı üçüncü kişinin para çektiği saat ile borçlu ve şirketine giren paraların saatlari arasında yarım saat gibi bir zaman diliminin olduğu, ayrıca satış bedeline mahsuben davalı üçüncü kişi tarafından keşide edilen 135.000 TL'lik çekinde borçlunun babasının cirosu ile bankadan ödendiği, yani, davalı üçüncü kişinin dava konusu taşınmaza 870.000 TL civarında bir ödeme yaptığının anlaşıldığı,bu durumda davalı 3.kişi tarafından ödenen bedelle bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer arasında misli fark bulunmadığı, ayrıca davalı 3.kişi ile borçlu arasında akrabalık, arkadaşlık, iş ortaklığı... vs. gibi bir ilişkinin bulunmadığı, yani davalı 3.kişinin kötüniyetli olduğunun davacı tarafından ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.