Kamulaştırmasız el atılarak üzerinden teleferik hattı geçirilen kat irtifaklı binanın irtifak hakkı karşılığının tahsili talebine ilişkin davada, 11.06.2015 gün ve 29383 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 2014/177 E. 2015/49 sayılı kararı ile 6552 sayılı yasanın 99.maddesinin 2.fıkrasındaki 3.cümlenin iptaline karar verilmiş, Anayasanın 152/3.maddesi gereği, mahkeme iptal kararına uymak zorunda iken, davanın esasına girilerek; 2942 sayılı Yasanın 11/son maddesi uyarınca, irtifak hakkı karşılıkları bu hak nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer kaybı olup, bu amaçla mahkemece öncelikle dava konusu taşınmazın irtifak hakkı geçirilmesinden önceki tüm değerinin tespit edilmesi ve bundan sonra teleferik hattı geçirilmesi nedeniyle taşınmazın tamamında meydana gelecek değer düşüklüğü oranının belirlenmesi ve bu oranla taşınmazın tüm değerinin çarpılması sonucu irtifak hakkı karşılığının belirlenmesi ve ayrıca dava konusu taşınmazın yakınında bulunan direğin mevcut konumuna göre dava konusu taşınmazda bir değer kaybı oluşturup oluşturmayacağı da tartışılarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Şırnak İli sınırları içerisindeki ruhsat numaralı sahada asfaltit üretim faaliyetlerinin devamı amacıyla ekli listede belirtilen taşınmazların Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırılmasına ilişkin 25/02/2022 tarih ve 31761 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 24/02/2022 tarih ve 5243 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararının dava konusu taşınmaz yönünden iptali istenildiği davada Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu’nca alınan kamu yararı kararının Bakan tarafından idari işlem ile onaylandığına dair herhangi belgenin dosyaya sunulmadığı, dolayısıyla kamu yararı kararının 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 6. maddesine uygun olarak tamamlanmadığı, bu itibarla, dava konusu acele kamulaştırma işleminin dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği- İşletme ruhsatı bulunan sahada faaliyetin devamı için anılan taşınmazlara ihtiyaç bulunduğu, taşınmaz maliklerinin kamulaştırma talebini kabul etmedikleri, olağan kamulaştırma sürecinin uzun sürdüğü, istihdamın ve Ülke ekonomisine katkının arttırılması gerekçesiyle acele kamulaştırma kararının alındığı, işletmenin faaliyetinin devamlılığının öncelikle ekonomik yarar yönünden irdelendiği, acele kamulaştırma yoluna gidilmezse kamunun uğraması muhtemel zararlarının neler olduğunun açıkça ortaya konmadığı, başka bir anlatımla dava konusu Cumhurbaşkanı Kararında, acele kamulaştırma yapılmasını gerektiren nedenlerin ve "acelelik hali"nin somut olarak ortaya konulamadığı, dolayısıyla uyuşmazlık konusu olayda, acele kamulaştırma yapılmasını gerektirecek acelelik halinin de mevcut olmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde bu yönden de hukuka uygunluk görülmediği-
Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle açtıkları davalar sonunda tazminat almaya hak kazanmış olanlar hakkında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen geçici 6. Maddesi hükümlerinin uygulanacağı, ödenecek olan tazminatın tahsili sebebiyle dairelerin mal, hak ve alacaklarının haczedilmeyeceği-
7. HD. 27.11.2024 T. E: 2087, K: 5298
Taşınmaz üzerinde geçit hakkı istenmesine ilişkin davada, taşınmazın karayolu ile sınır olduğu için, kurulan geçit yeri paftasına işaretlenerek Karayolları Genel Müdürlüğüne gönderilmesi, çıkışın karayolu bağlantısı sebebiyle gerek ilgili mevzuat ve gerekse can güvenliği açısından tehlike oluşturup, oluşturmadığı veya davacının katlanabileceği boyuttaki harcama ile varsa sakıncalarının giderilip giderilemeyeceği ve bunun için ne yapılması gerektiğinin sorulması, karayoluna çıkış engeli bulunduğu saptanırsa ve bunun giderilme olanağı da yok ise başka alternatifler üzerinde durulması gerekeceği-
Tebligatın tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı nazara alınmadan, borçluya yapılan ilanen tebligat işlemi hatalı olacağından, ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
4650 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemi-
Tebliğ işleminin geçerliliğinin, PTT memurunun yapacağı tahkikata göre muhatabın bu adreste bulunduğunun tesbitine ve bu işlemi tebligat parçasına yazarak maddede belirtilen kişilere imzalatmasına bağlı olduğu, gerekli tevsik işleminin hakimin denetimini sağlayacağı ve muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacağı, tebligatlarda tebliğ tarihinin iki numaralı fişin (ihbarnamenin) kapıya yapıştırıldığı tarih olduğu, tebliğ tarihinin bu şekilde belirlenmesinin ve geçerli sayılabilmesinin, PTT memurunun araştırmayı mutlaka yapmasına ve muhatabın o anda adreste olmamakla birlikte tevziat saatlerinden sonra geldiğinin tevsik edilmesine bağlı olduğu, eğer açıklanan durumu beyan eden ilgililer imzadan çekinirlerse PTT memurunun, çekinme nedeniyle araştırma sonucunu kendisi imzalamakla yetineceği-
Taşkın yapı sahibinin taşkın yapıyı yaptığı sırada taşınmazın kendine ait olduğu veya ileride tarafına devredileceği düşüncesiyle bina yapması gerekeceği ve yapılan bu binanın da imar planına aykırı biçimde bulunmamasının gerekeceği-
-6352 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin Anayasaya aykırı olduğuna dair yapılan başvuru üzerine verilen- Anayasa Mahkemesi'nin  04.07.2013 T. E: 2012/100, K:84 sayılı kararı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.