Takip konusu ilamın hüküm bölümünde; alacağın davalılardan müteselsilen tahsiline ve davalı sigorta şirketinin poliçe teminatı ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına karar verildiği halde sigorta şirketinin sorumlu olduğu miktar açıkça gösterilmediğinden, hükmün ancak davalıların hükmedilen alacak kalemlerinden müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek infaz olunabileceği-
Takibe konu edilen alacak TMK'nun 197. maddesine göre ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasına ilişkin olup, bu nafakanın reddine ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesine kadar borçlunun nafaka ödeme yükümlülüğünün devam edeceği, anılan kararın kesinleştiği tarih itibariyle borçlunun ödeme yükümlülüğünün sona erdiğinin kabulü gerekeceği, o halde mahkemece, nafaka isteminin reddi kararının kesinleştiği tarihe kadar olan nafaka alacağının hesaplanması ve yapılan ödemeler dikkate alınarak, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak suretiyle, fazla ödeme bulunup bulunmadığının tespiti ile, fazla ödeme bulunması halinde borçluya iadesine karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ilamın hüküm bölümünde; "HMK 315/1. maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verilmiş olup, bu hükmün eda hükmü içermediğinden infaz kabiliyetinin olmadığı, o halde, mahkemece, borçlunun şikayetinin kabulü ile taleple bağlı kalınarak icra emrinin iptali ile yetinilmesi gerekeceği-
Süreklilik arz eden içtihatlara göre ; İİK’nın 89. maddesi gereğince çıkartılan haciz ihbarnamesi tebligatlarının usulsüz olduğunun ileri sürülmesi ve mahkemece tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğunun tespit edilmesi halinde, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihinin tespitiyle, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin bu tarihe göre düzeltilmesine, usulüne uygun olarak 89/1 haciz ihbarnamesi çıkarılmadan 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri çıkarılamayacağından veya çıkarılmış olsa bile hükümsüz sayılacaklarından, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin de iptaline, İİK’nın 89. madde prosedürü usule uygun şekilde tamamlanmadan konulan hacizlerin de kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ilamda, “onanan vergi tahakkuk miktarı”nın tahsiline yönelik bir hüküm bulunmaması halinde -2577 s. K.’nun 28/II maddesine göre- “tam yargı davalarıyla ilgili kararlardan belli bir miktarı içerenlerin, genel hükümler dairesinde infazı mümkün olduğundan, takip konusu ilamlı takibin iptali isteminin kabulü gerekeceği–
İlamın, hüküm bölümünde; “...... plaka sayılı aracın davacıya iadesi koşulu ile satış bedeli olan ..,..TL'nin aracın teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde karar verildiği, araç bedelinin istenebilmesi için aracın teslimi şart koşulduğu sabit olup alacaklının aracı teslim etmeden satış bedeli için icra takibi başlatmasının ilama aykırı olduğu-
İlamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olduğu-
İlamda açıkça ‘yasal faiz’e hükmedilmiş olmasına rağmen, icra mahkemesince ilam yanlış yorumlanarak, borçlunun tacir olması nedeniyle icra takibinde borçludan ‘ticari faiz (avans faizi) istenebileceğine’ karar verilemeyeceği–
İlamda hüküm altına alınan "yasal temerrüt faizi"ibaresinden,3095 sayılı Kanunun 1.maddesine göre faiz istendiğinin anlaşılması gerekeceği-
İlamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olduğu, diğer bir anlatımla, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu- İcra Mahkemesinin ilamın hüküm fıkrasının aynen uygulanmasını denetlemekle görevli olup, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile değiştiremeyeceği- Takibe dayanak yapılan Vergi Mahkemesi ilamının dava konusu işlemin iptaline ilişkin olup, hüküm fıkrasında likit bir alacak bulunmadığı ve eda hükmü içermediği haliyle ile ilamın, gerekçe esas alınarak eklentileri olan yargılama gideri ve vekalet ücreti dışında asıl alacak için ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.