Dava dilekçesinde ecrimisil istemediklerini davalıların taşınmazda bulundukları süre içerisinde taşınmazı başkasına kiraya veremediklerini bu nedenle kira gelirinden mahrum kaldıklarını, ileri sürerek 3600 TL maddi ve 1500 TL manevi olmak üzere fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.100 TL nin tahsiline-
Zilyetliğin tespiti için dava açılabileceği-
Taşınmazın davalı olduğu belirtilerek ve malik hanesi boş bırakılarak tescilinin yapıldığı, davalı tarafça temyiz dilekçesinde taşınmazın mera vasıflı olduğunun ileri sürüldüğü davada, taşınmaz tesciline esas belgelerin (tapulama/kadastro tutanağı, mera, yaylak, kışlak kütüğü. Kadastro Mahkemesi dosyası) getirtilerek davaya konu muhdesatların üzerinde bulunduğu taşınmazın niteliği yöntemine uygun biçimde araştırılıp soruşturulması, taşınmazın niteliğinin duraksama olmaksızın belirlenmesi, taşınmazın belirlenecek niteliğine göre davacının taşınmaz üzerindeki muhdesatlar yönünden dava hakkının bulunup bulunmadığının düşünülmesi, dava hakkının bulunduğu kabul edildiği takdirde; kamulaştırmaya ilişkin evraklar ve kroki de eklenerek, taşınmazın hangi kısmının kamulaştırmaya konu olduğunun belirlenmesi, fen bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ve krokisindeki muhdesatların kamulaştırma krokisi ile çakıştırılarak, muhdesatların bulunduğu bölümün kamulaştırılıp kamulaştırılmadığının tespit edilmesi gerektiği-
E. davası açmak mümkün ise tespit davası açılamaz kuralının geçerli olabilmesi için, eda davası sonunda verilecek hükmün tespite ilişkin bölümü ile tespit davası sonunda alınacak tespit hükmü arasında, meydana getirdikleri kesin hüküm (m.237) etkisi bakımından hiç biri fark bulunmamasının gerekeceği-
7. HD. 20.11.2024 T. E: 2023/5876, K: 5089
Kadimden beri harman yeri ve köy orta malı olduğu belirtilerek sınırlandırılan ve genel harman yeri olduğu anlaşıldığından taşınmaz üzerinde inşa edilen muhdesatla ilgili davacının açtığı kendi aidiyetinin tespiti davasının reddedilmesi gerekeceği-
Taşınmazların her iki tapu kaydının kapsamında kaldığının anlaşılması halinde önceki tarihli, doğru temele dayanan ve hukuki değerini koruyan tapu kaydına üstünlük tanınacağı, tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının taşınmazları kapsamaması halinde taşınmazların padişah adına kayıtlı tapu kaydının kapsamında olup anılan tapu kaydının 431 sayılı Kanun gereğince Hazine'ye intikal etmiş olması da gözetilerek 4071 sayılı 3 Mart 1340 (1924) Tarihli ve 431 Sayılı Kanunla Hazine'ye Kalan Taşınmaz Mallardan Bazılarının Zilyedlerine Devri Hakkında Kanun hükümleri de dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerketiği-
Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline-
Davaya konu taşınmazlardaki zilyetlik şerhlerinin kaldırılması ile davacının zilyet olduğunun tespiti isteği-
İlama ilişkin yargılamada mülkiyet iddiası bulunmadığından taşınmazın aynının ihtilaflı olmadığı, mahkemece sicilde değişiklik oluşturacak bir karar verilmediği, bu nedenle ilamın icrası için kesinleşme şartının bulunmadığının kabulü gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.
