MK.5’deki atıf nedeniyle, BK. 125 hükmünün (şimdi; TBK. mad. 146), “nesebin reddi davası”nda da kıyasen uygulanası gerekeceği–
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, İş Teftiş Kurulu Başkanlığı Baş İş Müfettişleri tarafından hazırlanmış olan 27 Temmuz 2012 tarih ve HK-02 ve AK-02 no'lu inceleme Teftişi Raporunun iptaline-
Off shore hesaplarına gönderilen mevduatın tahsili istemi- Davanın zamanaşımına uğramadığı hususu davacı yararına kesinleşmiş olup mahkemece, uyulan Yargıtay ilamı uyarınca değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yargılamanın geçirdiği aşamalar nedeniyle somut olaya uygulanması olanağı bulunmayan YİBHGK'nun 22.04.2022 tarihli ve 2021/7 E. ve 2022/2 K. sayılı kararı emsal alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemenin ... kararı ile asıl davanın kabulüne, TMSF'ye husumet yöneltildiği birleşen davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiş, karar davacı vekili ve asıl davada davalı Banka vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı vekilinin tüm temyiz ve karar düzeltme itirazlarının reddedilmesiyle birleşen davada verilen hüküm kesinleştiğinden birleşen davalı hakkında yeniden hüküm tesisi ile birleşen davalı yararına 9.200,00 TL vekalet ücreti taktirinin de hatalı olduğu-
Özellikle karar başlığına davalının yanlış yazılmış olmasının HUMK’nun 459.maddesi uyarınca her zaman düzeltilebileceği (HMK. m. 304)-
Hilenin her türlü delille ispat edilebileceği- Davacının durup dururken evini davalıya değerinin altında satmasını gerektirecek herhangi bir sebebin bulunmadığı, satışın davalıya yapıldığı halde evden bahsedilerek diğer davalının alacaklı olduğu senedin davacıya verilmesinin olaya uygun düşmediği, davalının da taşınmaz alacak gelirinin bulunmadığının arkadaşı tarafından ifade edildiği ve davacıya satış karşılığı davalı tarafından ödeme yapıldığının da ortaya konulamadığı, diğer taraftan satıştan hemen sonra davacıyı bir otele yerleştiren diğer davalının davacıdan ayrıldığı ortada olduğu ve bu durumda her iki davalının birlikte hareket ederek davacıyı hileye maruz bıraktıkları tartışmasız olup hile hukuksal nedenine dayalı iptal ve tescil davasının kabulü gerekeceği-
2. HD. 06.11.2024 T. E: 3000, K: 8361
Müflisin, İİK'nun 191. maddesi gereğince, iflas masasına giren mallar hakkında tasarruf hakkını kaybedeceği, bu mallar için tasarruf yetkisi iflas masasına geçer ise de, Dairemiz içtihatlarında da benimsendiği üzere, hukuki yararının bulunması nedeniyle müflisin, ihalenin feshi davası açabileceği, ancak, mahcuzun, iflas masasına dahil olan mallardan bulunması nedeniyle iflas idaresi yanında ayrıca müflise de satış ilanı tebliğinin zorunlu olmadığı-
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir...
Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- İhalenin feshi isteminin yasal hasmının alacaklı ve ihale alıcısı olduğu ancak takibin diğer borçlusuna karşı açılan davanın pasif husumet ehliyet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının 01.04.2005-31.08.2011 tarihleri arasında davalı şirketlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespiti istemi ilişkin eldeki davada mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.