Borçlunun eşi adına yaptığı tasarrufun, borcun doğum tarihinden önce olduğu, açılan tasarrufun iptali davasının da 5 yıllık hak düşürücü süre gözetilerek açılması gerekeceği- Dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi halinde, davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Açığa imza suretiyle düzenlenen senedin «anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu» iddiasının yazılı delil ile isbat edilebileceği–
Murisinin davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine-
Kamulaştırma Kanunu mad.14 gereğince, yazılı 30 günlük hak düşürücü süre geçmiş olduğundan, DSİ Genel Müdürlüğü'nün kamulaştırma işlemi tapu maliki murislerine tebliğ edilen davacılar yönünden kesinleşmiş olup kamulaştırmasız el atma davası açma hakları bulunmadığı-
Muvazaa, namı müstear ve tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluyla tasarrufun iptaline ilişkin davanın, tipik tasarrufun iptali davası olmadığı, muvazaanın bir türü olan namı müstear tüzel kişilik perdesinin aralanması yoluyla tasarrufun iptali ve 2004 Sayılı İİK 283. maddesinin kıyasen uygulanarak asıl borçlu ve kefil yanında diğer davalılar için de haciz ve satış yetkisinin uygulanmasına ilişkin bir dava olduğu- Üçüncü kişilerin borçlulardan bağımsız edindikleri mal ve haklar, muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali davasının konusunu teşkil etmeyeceği gibi değişik tarihlerdeki şirket sermaye artırımına gidilmiş olması, tek başına yeterli bulunmadığı- Bilirkişilerin raporlarındaki tüzel kişilik perdesini kaldırması ilkesi uyarınca ortakların sorumluluğuna gidebilecek hallerden olmasına ilişkin mütalaaların hakim için bağlayıcı olmayacağı- Taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların, tavzih yolu ile genişletilmiş ve değiştirilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 4 üncü ve 5 inci maddeleri kapsamında işkolu tespitine itiraz istemine ilişkindir...
İtirazın iptali davasının, takip talebine itiraz edilen alacaklı tarafından itirazın tebliğ tarihinden bir sene içerisinde açılması gerekir. Bu sürenin hesaplanmasında; İİK. nun 19. maddesi hükmü dikkate alınmalıdır. İİK. nun 67. maddesinde gösterilmiş olan bu süre, hak düşürücü süredir. Somut olayda, “davalı borçlunun itirazının ve takibin durmasına” ilişkin kararın davacı alacaklıya 18.11.2009 tarihinde tebliğ edildiği çekişmesizdir. Borçlu hakkında itirazın iptali davasının açılma tarihi 14.12.2010’ dur. Bu durumda itirazın iptali davasının dava şartlarından olan ve hak düşürücü süre niteliğinde bulunan re’sen dikkate alınması gereken bir yıllık sürede davanın açılmamış olduğu gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, bu yön göz ardı edilerek, işin esasına girilip hüküm kurulmuş olmasının bozmayı gerektireceği-
5841 sayılı Yasayla 3402 sayılı Yasanın 12/3.maddesine eklenen hüküm ile geçici 10.maddenin yürürlüğünün durdurulduğu ve akabinde de 23.7.2011 tarihinde iptale ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının Resmi Gazete'de yayımlanmış olduğu anlaşılmakla, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı sonucu oluşan durumun eldeki maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan davaya da uygulanması gerekeceği-
Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali davası-
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davası-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.