İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet davası açılmadığı anlaşılmakla bu hususun artık ihalenin feshi nedeni olarak incelenip dinlenilmesine imkan olmadığı, satış ilanı tebliğinin yerel gazetede yapılmasının katılımı azalttığı belirtilmişse de; hukuki yarar yokluğunda bu hususun dinlenemeyeceği, ihalenin feshi talebinin hukuki yarar yokluğu nedeni ile usulden reddine ve İİK'nın 134/2. maddesi uyarınca, işin esasına bu nedenle girilmemiş olunacağından para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince davanın reddi ile ihale bedeli üzerinden para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle, resen bakılan sebeplerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına-
Davalıların, şirkette yönetici, denetim kurulu üyesi, ortak ve hizmet akdi ile çalışan personel oldukları ileri sürülerek davanın açıldığı gözetildiğinde öncelikle davacıdan, kendilerine usulüne uygun olarak tebligatın yapılmadığı davalıların T.C. kimlik numaralarını tespite yarar bilgilerin istenmesi, yerleşim yeri adreslerinin belirlenmesi, adresleri bu yolla tespit edilemeyen davalıların zabıtadan, resmi ve hususi müesseselerden adreslerinin tespitine çalışılması, ayrıca dosyada geçerli vekaletnamesine rastlanmayan davalılar adına tebligatın yapıldığı vekiller için düzenlenmiş vekaletnamelerinin ibrazının sağlanması, aksi halde tebligatların davalılar adına gönderilmesi gerektiği-
Tebligat tarihi itibari ile şirketin ticaret sicilinde kayıtlı şirket temsilcisinin münferit olarak başka bir kişi olduğu ve dolayısıyla tebligat yapılan kişinin şirketi temsile yetkili olmadığından, tebligat işleminin Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine aykırı olmakla usulsüz olduğu, mahkemece öğrenme tarihinin tebliğ tarihi kabul edilmesi gerekeceği-
Fesih ihbarı nedeniyle tahliye ve akdin feshi istemi-
Ödeme emri tebliğ evrakı üzerinde; tebligat mazbatasını çıkaran mercii tarafından T.K.'nun 23/1-8. ve Yönetmeliğin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediği anlaşılmakta olup; dağıtıcının kendiliğinden ödeme emri tebliğ işlemini T.K.'nun 21/2. maddesi uyarınca yapmasının isabetsiz olduğu- Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi gereğince tebligat yapılabilmesi için, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan adresine renkli bastırılan tebligat zarfının gönderilmesi gerekeceği-
İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortak girişimin yani adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti bulunmadığı, taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup mahkemece doğrudan doğruya gözetileceğinden bu hususun ayrıca süresiz şikayet konusu olacağı; şikayet sonucunda icra mahkemesince ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği-
Borçlunun mahkemeye verdiği dilekçede gecikmiş itiraz deyimini kullanması sonuca etkili olmayacağından, şikayetçinin başvurusunun tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet olarak kabulü gerektiği-Tebligat mazbatasında belirtildiği üzere, komşusunun sözlü beyanına göre dışarıda olduğu bildirilen borçlunun, tevziat saatinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği belli olmadığı gibi, beyanı alınan komşunun imzadan imtina edip etmediği hususunun da tevsik edilmediği, öte yandan haber bırakılan komşu isminin de tesbit edilmediği görüldüğünden yapılan tebligatın usulsüz olduğu-
Diğer borçluya kıymet takdir raporunun veya satış ilanının tebliğ edilmemiş olmasının, kendisine usulüne uygun tebligat yapılan borçluya değil, tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı vereceği-
Davalılardan birinin mirasçılık belgesinde belirtilen adresine dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği için çıkarılan davetiyenin adresin hane numarası olmadığı, muhatabın ismen tanınmadığı belirtilerek bila tebliğ iade edilmesi üzerine adı geçenin yerleşim yeri adresi araştırılmaksızın mirasçılık belgesinde belirtilen yetersiz adresine TK. mad. 35 uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Y.li adres araştırması yapılmadığından ve askı ilan tutanaklarına dosya içerisinde rastlanamadığından tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Davalı ...'e gösterilen adreste ikamet etmediğinden karar tebliğ edilememiş olup, nüfus kaydında da açık adresi gösterilmediği, bu durumda öncelikle, davalının açık adresinin ilgili konsolosluk tarafından tespitinin istenileceği, bu şekilde, önceki tebligat yapılamayan adresten farklı bir adresin gösterilmesi durumunda yine Tebligat Kanunu'nun 25 ve 25/a maddeleri gereğince muhataba tebligat yapılacağı, yine tebliğin benzer sebeplerle mümkün olmaması halinde 15 K. 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair La Haye Sözleşmesi hükümlerine göre tebligat yapılmasının deneneceği, buna göre de tebligatın yapılamaması halinde ise muhatabın yerleşim yeri adresi olan Metz/Fransa'da yayınlanan, Türkçe gazetede, Türk Konsolosluğu vasıtası ile ilanen tebligat yapılacağı, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 28/son maddesi gereğince, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerinin davalı ... Ö.'ün malum adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderilip, posta makbuzunun ve tebliğiyle ilgili yapılan tüm işlemlerle ilgili belgelerin dosya içine konulması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.