Islah edilen kısım için davalı Belediye Başkanlığının zamanaşımı savunmasının kabulüne karar verilmesinin gerekip gerekmediği- Kaza tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'na göre zamanaşımı süresinin beş yıl olduğu- Mahkemece, kaza nedeniyle oluşan bedensel zararın sebep olacağı maluliyet oranının belirlendiği tarihin, zararın öğrenilmesi kavramına bir etkisi olmadığı, bedensel zararın (yaralanmanın) gerçekleşmesi ve bu yaralanmayla ilgili tedavinin tamamlanması ile zararın kapsamının belli olduğunun kabul edilmesi gerektiği, kaza nedeniyle değişen ya da gelişen bir arızanın bulunmadığı, davaya konu olay bakımından uygulanması gereken beş yıllık ceza zamanaşımı süresinin geçtiği gibi KTK'nın 109/2 maddsinde düzenlenen ve her hâlde öngörülen on yıl olarak öngörülen sürenin de dolduğu- Davalınin, süresinde zamanaşımı def'îni ileri sürdüğü gözetilerek, bu davalı yönünden ıslah edilen kısım için davacı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
22. HD. 14.03.2019 T. E: 2016/7312, K: 6314-
1. HD. 09.02.2017 T. E: 2016/11086, K: 802-
22. HD. 25.02.2019 T. E: 2017/20106, K: 4232-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin ücretinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine uygun şekilde tespit edilip edilmediği ve bu tespite bağlı olarak davacının fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır...
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile fark alacaklarının bulunup bulunmadığı ve alacakların hesap yöntemi noktalarında toplanmaktadır...
Mahkemece, davacı tarafın alacak talebi hakkında yazılı şekilde kabul kararı verilmiş ise de; hüküm incelendiğinde ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar olmadığının anlaşıldığı, hüküm gerekçesinde, 1553 ve 748 parseller yönünden, bu taşınmazların 2002 öncesi edinildiği, davacı tarafın katkısını ispat edemediği bu nedenle bu taşınmazlara yönelik talebin reddedildiği, 1460,1522, 1542,1550 ve 1617 parseldeki taşınmazlar yönünden ise, edinim tarihleri nazar ve dikkate alınarak kök ve ek bilirkişi raporları doğrultusunda evlilik birliği içinde edinilen malların ½ oranında davacı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hükmedilen alacağın ne miktarda olduğu gerekçe ve hüküm fıkrasından anlaşılamadığı gibi, hangi taşınmaz için ne miktarda, hangi alacak kalemine hükmedildiğinin de anlaşılamadığı, mahkemece her bir taşınmaz için kabul edilen alacağın HMK'nin 297. maddesi gereği açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken, yazılı şekilde ne miktarda alacağa hükmedildiği anlaşılamayacak şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava olup davanın konusunda bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat talebine ilişkin olduğundan dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olduğu-
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; prim alacakları yönünden zamanaşımı süresi ve başlangıcının primlerin ait oldukları (muaccel oldukları) dönemde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri kapsamında mı yoksa 5510 sayılı Kanun’un 93/2. maddesi uyarınca mı değerlendirilmesi gerektiği-
Ücret alacağı farkı, ikramiye alacağı farkı, fazla sürelerle çalışma alacağı, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, ikale ikramiyesi fark alacağı, yıllık izin ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada; hakkın zamanaşımına uğramayacağı; alacağın zamanaşımına uğrayacağı; nakle tabi personel olduğu anlaşıldığı takdirde, davacının ücretine zam uygulanmaması nedeniyle fark alacakları belirlenip hüküm altına alınması gerektiği; daha sonraki sözleşmelerde ücretin açıkça belirli olmadığından bu zam oranlarının kaldırıldığından söz edilemeyeceği; davacının fazla çalışma ücret alacağının bulunup bulunmadığı, bu bağlamda üst düzey yönetici olup olmadığı, şayet bu alacağa hak kazandığı kabul edilir ise hesabının nasıl olacağı hususlarında, dosyadaki bilgi, belge ve bilhassa taraf tanık beyanlarından davacının üst düzey yönetici olmadığı, dolayısıyla fazla mesaisini kendisinin belirlemediği anlaşılan işyerinde her ne kadar 40 saat çalışma kabul edilmiş ise de sözleşmede açıkça fazla mesainin aylık çalışma ücretinin içinde olduğu açıklandığından bu sözleşme hükmü gereğince haftalık 45 saat ile yılda 270 saat haftada 5.20 saat toplam 50.2 saat için ücret kararlaştırıldığını, bilirkişice tespit edilen haftalık 55 saat mesai nedeniyle (55-50,2=4,8) saat haftalık mesai için fazla mesai ücreti hesaplanıp hüküm altına alınması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.