“Tebligatın usulsüzlüğü”nün gecikmiş itiraz nedeni olamayacağı gibi, “gecikmiş itiraz nedeni”nin de tebligatın usulsüzlüğüne esas teşkil etmeyeceği–
İİK’nun 44 üncü maddesi uyarınca mal beyanında bulunma yükümlülüğünün gerçek kişi tacirlere yönelik bir yükümlülük olduğu ve ticaret şirketlerini kapsamadığı-
«Usulsüz tebliğ»le ilgili istemin, tetkik mercine ‘gecikmiş itiraz’ şeklinde sunulmuş olması halinde de, başvurunun hukukî niteliği hakimce belirleneceğinden (HUMK. 76; şimdi; HMK. 33) istemin «şikayet» olarak incelenip sonuçlandırılması gerekeceği–
Sanığın borca yetecek kadar mal bildiriminde bulunması yeterli olup, başka mal, kazanç ve haklarını bildirmemesi gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu oluşturmayacağı-
Tasarrufun iptali davasında, aciz vesikası sunulması için uygun süre verilmeden davanın reddedilmesinin yanlış olduğu; zira 28/02/2022 tarihli haciz tutanağının aciz vesikası niteliğinde olduğu görüldüğünden davanın esası hakkında inceleme yapılması gerektiği- Davalı-borçlunun istinafa cevap dilekçesinde, diğer davalıya olan borcunu ödediği, davalı-3.kişinin en kısa zamanda alacağını tahsil ettiğine ilişkin bilgiyi icra dosyasına sunacağı bildirildiğinden ödemeye ilişkin bu iddianın da araştırılması gerektiği; söz konusu beyanın gerçek olması halinde, tasarrufun iptali davasının konusuz kalacağı ve yargılama gideri, vekalet ücreti açısından haklılık durumunun belirlenmesi gerekeceği-
Satış işlemleri "Özel Hastaneler Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in Resmi Gazete'de yayımlanma tarihinden önce başlatılmış ise, talep tarihinde aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmaksızın ruhsat devrinin gerçekleştirilebileceği ve haciz tarihi itibarı ile de değişiklik öncesi mevcut bulunan yönetmelikte aktif olarak faaliyet gösterme şartı aranmadığı hususları gözetildiğinde özel hastane ruhsatnamesinin haczinin mümkün olduğu-
Belediye K. mad. 15/son fıkrasına eklenen ve iptal edilmeyen “İcra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi istenir” hükmünün, yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden önce başlatılan icra takiplerinde uygulanamayacağı-
İlamlı takiplerde ‘takip dayanağı ilamın icra emri ekinde borçluya gönderilmesi gerekeceği’ne ilişkin –ilamsız takipler hakkında İİK’nun 58/3, 61/1 maddelerinde olduğu gibi- bir düzenleme bulunmadığı–
6552 sayılı Belediye Kanunu'nun 123. maddesi ile 5393 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 8. maddede “15'inci maddenin son fıkrası hükümlerinin, devam eden her türlü icra takipleri hakkında da uygulanacağı, bu maddenin yürürlük tarihinden önce yapılmış icra takipleri gereğince konulan tüm hacizler, söz konusu fıkra hükümleri dikkate alınarak kaldırılır.” hükmü ise Anayasa Mahkemesi’nin 17/6/2015 tarihli ve E.: 2014/194, K.: 2015/55 sayılı Kararı ile iptal edilerek yürürlükten kaldırıldığı, bu durumda Geçici 8. maddenin iptal edilmesi ile 6552 sayılı Yasa hükümlerinin sadece Yasa'nın yürürlüğe girdiği 11.09.2014 tarihinden sonra başlatılan icra takiplerinde uygulanabileceğinin kabulü gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.