İİK.'nun 8. maddesi gereğince takip dosyalarından yapılan tebligat işlemlerine ilişkin tebligat evraklarının ve haciz tutanaklarının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olacağı, SGK kayıtlarında S..'nin borçlu şirket çalışanı olduğuna ilişkin kayıt bulunmasa da, kayıt dışı çalıştırılan kişiye tebligat yapılmasını engelleyen bir düzenleme bulunmadığından tebliğ evrakını kabul eden kişinin muhatabın fiilen çalışanı olup olmadığının tespit edilmesi gerekeceği, belirtilen 4 ayrı takip dosyasında gönderilen tebligat evraklarının S.'ye tebliğ edilmiş olması, kendisine verilen talimat doğrultusunda tebligatları aldığını beyan etmesi ve şikayete konu tebligatın borçlu şirket kaşesinin basılarak kabul edilmesi dikkate alındığında S.'ın borçlu şirketin fiilen çalışanı olduğunun kabulünün gerekeceği-
İhtiyati haczi kesin hacze dönüşmeyen alacaklı için, İİK. 138/IV uyarınca pay ayrılması, ihtiyati haczin hükümsüz olması halinde, sıra cetvelinde bu alacaklıya ayrılan payın haciz tarihlerine göre -varsa- diğer alacaklılara paylaştırılması, ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmesi halinde ise, ayrılan payın bu alacaklıya ödenmesi gerekeceği—
Şekli haciz tutanağında borçlunun haczi kabil malının bulunamadığına ilişkin tespitin, asıl borçluya yönelik tüm yasal yolların tüketildiği anlamına gelmeyeceği-
Henüz maaş haczi yapılmadan “maaş üzerine konulmuş olan haczin kaldırılması için” şikayette bulunulamayacağı–
Haciz tutanağının İİK.’nun 8. maddesi anlamında bir “icra tutanağı” olması nedeniyle, bunun sahteliğinin dar yetkili icra mahkemesinde incelenemeyeceği-
Haciz sırasında "dava konusu taşınmazı, anlaşmalı olarak arkadaşı olduğunu belirttiği davalı-üçüncü kişiye sattığını" belirten borçlunun bu beyanın İİK. 280 kapsamında değerlendirilmesi gerekeceği–
Takibin belgeye dayanması halinde İİK'nun 61. maddesi uyarınca dayanak belgenin ödeme emri tebligatı ekinde gönderilmesi gerekli olup takibin durdurulmuş olmasının bu yöndeki şikayetin incelenmesine engel olmadığı-
Üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusunun, icra müdürünün sebepsiz olarak yapmadığı İİK'nın 96. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında öngörülen işlemlerin yapılmasının sağlanması değil, ticari işletme rehni sebebiyle rüçhanlı alacaklı olduklarının kabulünün talep edilmesine ilişkin olup, başvurunun bu hâli ile İİK'nın 96 ve devamı maddelerine göre açılmış istihkak davası niteliğinde olduğu-
Borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı "...Çankaya/Ankara" adresinin gerçekte var olmadığı- (...) Tüzel kişilerin adresi meçhul olamayacağından adres araştırması yapılamayacağı, bu nedenle ticaret sicilinde kayıtlı adresi gerçekte var olmayan şirketin başka adresinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan Tebligat Kanununun 28. maddesi uyarınca ilan yoluyla tebligat yapılabileceği-
İcra tutanağına geçen beyanında «borçlunun gayrimenkulden tahliye edilmesine ilişkin talebimizden vazgeçiyoruz» şeklinde beyanda bulunmuş olan alacaklı vekilinin bu suretle hakkın özünden feragat etmiş olduğu, aynı takibe devam edemeyeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.