Borçlu tarafından takibe konu bonodaki imzaya itiraz edilmesi ile ilgili davada mahkemenin kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getiremeyeceği ve bunun bozma nedeni olduğu- Mahkemece, önceki kararlar ile bağlı olmaksızın çelişkinin giderilmesi için vicdani kanaatine göre yeni bir karar verilmesi gerektiği-
İİK.’nun 54/a maddesindeki “askerlik hizmetinin devamı süresince, bu maddede yazılı kişiler aleyhine yapılacak takiplerde, icra memurunun borçluya ‘kendisine bir temsilci tayin etmesi için’ mühlet vereceğine ve takibi bu sürenin bitmesine bırakacağına” ilişkin hükmün, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece doğrudan doğruya gözönünde bulundurulması gerekeceği-
İİK 72/2 maddesi gereğince ihtiyati tedbir talebi incelenirken geçici hukuki koruma kararlarının genel olarak düzenlendiği, HMK'nun 390(3) gereği de tedbir talep eden tarafın ihtiyati tedbir sebebi ile türünü açıkça belirtmek ve haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, İhtiyati tedbir isteyenin imza inkarına dayalı sahtelik iddiasının talep dilekçesi ekinde ödememe protesto evrakından başkaca bir evrak sunulmayıp imzaya itirazın değerlendirilebileceği bir kanaate varmaya yarar hiçbir delil sunulmadığı, dosya mevcudu itibariyle ihtiyati tedbir koşullarının mevcut olduğunun söylenemeyeceği-
3. HD. 20.10.2016 T. E: 10519, K: 12160-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesinin, HMK'nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmayacağı, HMK'nun 209. maddesi, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi olmadığından, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği- Sahtelik nedeniyle cumhuriyet savcılığına yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmayıp, ancak cumhuriyet savcılığı veya ceza mahkemesince tedbir kararı verilirse icra takibi durdurulabileceği-
Tapu iptal ve tescil davalarının taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün olduğu - Bu tür davalarda, dava değerinin ve buna bağlı olarak alınacak harcın iptali ve tescil davasına konu taşınmazın değerinden ibaret olacağı - Ödenen satış bedelinin, ifanın imkânsız hale geldiği tarihi itibariyle (çeşitli ekonomik etkenlerin ÜFE-TÜFE artış oranları, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları alınmak suretiyle) ulaşacağı alım gücü, binaların bedelinin ise dava tarihine göre mahkemece yapılacak keşifle refakate alınacak 1 gayrimenkul değerlendirme uzmanı, 1 inşaat müh. ve 1 mali müşavir (yada serbest muhasebeci) bilirkişiden rapor alınmak suretiyle belirlenmesi gerektiği - Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda zamanaşımının on yıl olduğu, fakat satışı vaat edilen taşınmaz, sözleşme ile veya fiilen satış vaadini kabul eden kişiye, yani vaat alacaklısına teslim edilmiş ise on yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılan davalarda zamanaşımı savunmasının iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı-
Borçlu tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiş olması da dikkate alınarak, mukayese belgeler ve huzurda borçludan alınan imza örneklerinin tamamı üzerinde, üç kişilik bir bilirkişi heyetince yukarıda belirtilen niteliklere uygun şekilde yaptırılacak detaylı inceleme neticesinde alınacak raporun sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kambiyo senedinde(çekte) sahtecilik iddiası herkese karşı ileri sürülebilen defilerden olup senet hamilinin iyi niyetli olup olmaması durumu değiştirmeyeceğinden menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
06.10.2018 tarihli Resmi Gazete'de Yayınlanan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ'in kira sözleşmelerinde uygulama alanı-
Emlak komisyoncusu olduğunu, 12.04.2013 tarihinde alım satım ve komisyon anlaşması yapıldığını, sözleşmede ismi ve kaşesi bulunan şirkete karşı icra takibi başlatıldığını, ancak bu şirketin sözleşmede imzası bulunan kişinin şirketi temsile yetkisi olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, bu nedenle imzası bulunan davalıya karşı icra takibi başlatıldığını, davalının bu takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.