Borçlu adına çıkarılan satış ilanı tebligatlarından ilkinin' 'Muhatabın adresinde tebellüğe ehil kimse bulunamadığından komşusuna soruldu verilen beyanda muhatabın çarşıya gittiği beyan edildi muhatabın çarşıya gittiğini beyan eden komşusu ismini söylemekten imzadan imtina etmiştir tebliğ evrakı mahalle muhtarı imzasına ... teslim edildi Düzenlenen 2 no'lu haber kağıdı 10 Ekim 2015 tarihinde muhatabın kapısına yapıştırılarak muhataba haber vermesi için 10 komşusuna haber verildi" kaydı ile tebliğ edildiği görülmekte olup, tebliğ şerhinde yazılı bulunan muhatabın çarşıya gittiği beyanının kimden soruşturularak tespit edildiğinin ve bu kişinin açık kimliğinin ne olduğunun tebliğ mazbatasında açıklanmadığı, yine, haber verilen kişinin açık kimliğinin de tebligattaki meşruhatta yazılı olmadığı gibi imzasının alınmadığı ya da imzadan imtina hususuna da tebligat parçasında yer verilmediği anlaşıldığından, satış ilanı tebligatının, Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri koşullarına göre usulüne uygun yapılmadığı- Kendisine tebliğ evrakı teslim edilen muhtarın adresini ihtiva eden ve muhatabın tebligatı muhtardan alabileceğini bildiren ihbarnamenin borçlunun kapısına yapıştırılmadığı tebliğ mazbatasındaki açıklamadan anlaşıldığı, dolayısıyla, anılan satış ilanı tebliğ işleminin de, Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliği'nin 31. maddelerinde öngörülen usule aykırı olduğu-
Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenebilecek uyuşmazlıklarda bilirkişi incelemesi yaptırılamayacağı-
Kendisine satış ilanı tebliğ edilmemiş olan hissedarın ihaleye katılıp pey sürmüş olması halinde, «satış ilanının kendisine tebliğ edilmediğini» ileri sürerek ihalenin feshini isteyemeyeceği-
PTT Müdürlüğü'nün yazı cevabından, TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılabilmesi için gerekli olan ve yukarıda açıklanan şerhin tebliğ mazbatasına yazılıp yazılmadığı, bunun yanı sıra, tebligat üzerinde muhtarın kaşe ve imzası ile dağıtıcı kaşe ve imzasının bulunup bulunmadığı da anlaşılamamış olduğundan, satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun olarak yapıldığının kabulüne imkan bulunmadığı ve mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihe göre, tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu şirket adına çıkarılan satış ilanı tebligatının “.... adresine tebliğe çıkarıldığı, “muhatap adresten ayrılmıştır yeni adresi tespit edilememiş olup tebliğ imkansızlığı nedeni ile çıkış merciine iade” şerhi ile iade edilmesi üzerine ticaret sicilinde kayıtlı ... bu adrese T.K. 35’e göre satış ilanının tebliğ edildiğinin görüldüğü, ancak borçlu şirketin dava dilekçesinde şirketin adreste hala ikamet ettiğini, posta memurunun adrese hiç gitmeden şerhi yazdığını iddia ettiği ,dosya içerisinde bulunan ... İl Emniyet Müdürlüğü'nden alınan ......... tarihli cevabi yazıda, borçlu şirketin,...... adresinde faaliyetine devam ettiğinin bildirildiğinin, dolayısıyla borçlu şirketin tebligatların çıkartıldığı ticaret sicili adresinden taşındığının tespit edildiğinin görüldüğü, bu durumda, borçlu şirketin, ticaret sicili adresine çıkartılan tebligatın ‘ayrıldığından’’ bahisle iade edilmesi üzerine, TK’nun 35. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğunu söyleyebilme olanağının olmadığı-
Satış ilânının vekile tebliğinin yeterli olduğu vekil yanında ayrıca vekalet veren asile (borçluya, alacaklıya vb.) gönderilen satış ilânının bunlara usulsüz olarak tebliğ edilmiş olmasının ihalenin feshini gerektirmeyeceği—
Şikâyetçi borçluya kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğinin usulsüz olması durumunda, borçlunun satışa esas alınan kıymet takdirinden, satış ilanı tebliği ile de haberdar olmayacağı- Usulsüz tebligatlar nedeniyle kıymet takdirine itiraz hakkını kullanamayan borçlunun icra müdürlüğünün yaptırmış olduğu kıymet takdirinin usulsüz olduğundan bahisle ihalenin feshini talep edebileceği- Fesih nedeni olarak ileri sürülen kıymet takdirine ilişkin itirazların, konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenerek taşınmazın tespit edilecek değerinin, ihalede esas alınan muhammen bedelin üzerinde olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği- İhale bedeli, muhammen bedelin üzerinde olsa da satışa esas muhammen bedelin gerçeği yansıtıp yansıtmadığının incelenmesi gerektiği ve bu aşamada ihalede zarar unsurunun gerçekleşmediği ve borçlunun hukuki yararının bulunmadığının söylenemeyeceği- Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdirine ilişkin itirazı konusunda keşif ve bilirkişi incelemesiyle taşınmazın değerinin tespit edilerek bir karar verilmesi gerektiği- "İhalenin feshi incelemesinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek bulunmadığı, satışa hazırlık aşamasındaki usulsüzlükler nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği" şeklindeki BAM direnme kararının isabetli bulunmadığı-
Tebligat Kanununun 21. maddesine göre yapılan tebligatlarda “tebliğ tarihi”nin, “iki numaralı fişin (ihbarnamenin) kapıya yapıştırıldığı tarih” olduğu–
İhalenin feshini isteyen borçlunun, diğer borçlulara kıymet takdir raporu ve satış ilanı tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshini isteme hakkının bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.