Öncelikle taraf teşkilinin sağlanması bakımından davacıların dava açma ehliyetlerinin olup olmadığının saptanması, gerektiğinde vasi tayini ve husumete izin alınması suretiyle davanın yürütülmesi, ondan sonra Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’ndan çekişme konusu taşınmazın temliki tarihinde miras bırakanın fiil ehliyetine haiz olup olmadığı bakımından rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması durumunda diğer iddialar üzerinde araştırma yapılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek ve değinilen yerler göz ardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Sıra cetveline şikayette dava sonunda hukuki durumların etkilenecek ve sırasına itiraz edilen alacaklılara şikayetin yöneltilmesinin gerekeceği-
İş yeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesi istemi-
Mahkemece öncelikle, eldeki davada 3402 sayılı Kanun'un 30/2. maddesi uyarınca resen araştırma ilkesinin uygulanması söz konusu olduğundan Hazine, İlçe Belediyesi, Trabzon Büyükşehir Belediyesi ve Orman İdaresinin davada taraf olması gerektiği gözetilerek davacı tarafa adı geçen kamu tüzel kişiliklerini davaya eklemek suretiyle husumetin yaygınlaştırılması için süre verilmeli, bilahare yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarının tamamı ile varsa amenajman planı ve komşu parsellere ait kadastro tutanakları, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örnekleri ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise karar örnekleri ilgili yerlerden getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan aynı köyde ve komşu köylerde ikamet eden şahıslar arasından seçilecek ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi bilirkişisi, bir ziraat mühendisi bilirkişisi, bir fen elemanı ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Borçlu ortağın alacaklısının icra hakimliğinden İcra İflas Kanunu’nun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabileceği-
Tasarrufun iptali davasında zorunlu hasım olan borçlunun en yakın mirasçıları mirası reddettiğinden mahallin Sulh Hukuk Hakimine durum bildirilerek mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanması, anılan mahkemece atanacak ve yetkilendirilecek tereke temsilcisinin huzuru ile davaya devam olunması gerektiği- Mirasın tasfiyesi işlemleri talebe bağlı işlemler olmayıp mirasın reddedildiğinin anlaşılması ile res'en yapılması gerektiği-
6100 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları halinde birleştirilmelerinin mümkün olduğu, birleştirme kararı sonrasında her dava bağımsız karakterini koruduğu ve davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmesi gibi bir durum söz konusu olmadığından, yalnızca birleşen davaların tahkikat aşaması birlikte yapılarak her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de her dava için ayrı ayrı belirlenmesi gerekeceği, bu itibarla, mahkemece davaların birbirinden bağımsız olması anlamına gelen ''davaların bağımsızlığı prensibi'' uyarınca asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılıp, hüküm kurmak gerekirken, tek bir hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı-
Kural olarak davaya dâhil edilmek suretiyle taraf teşkili mümkün değil ise de, bu tür davalarda Ha­zine ile kayıt malikleri arasında bir bakıma zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan Hazineye karşı açılmış bulunan bir davada kayıt maliklerinin usulen belirlenecek miras­çılarına davanın yöneltilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürü­tülüp sonuçlandırılmasının mümkün olduğu-
Davacıların dayandığı pay elbirliği halinde mülkiyete konu olduğundan, tüm mirasçıların birlikte dava açması ya da birinin açtığı davaya diğerlerinin de katılması ya da muvafakat etmesi, mümkün olmadığı takdirde terekeye bir mümessil tayin edilerek davaya mümessil huzuruyla bakılması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.