Ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen 122 ada 13 parsel üzerinde bulunan ev, müştemilat ile 100 adet muhtelif meyve ağaçlarının 137 ada 5 parselde bulunan dükkanın ve 114 ada 3 parselde bulunan 37 adet kavak ağacının kendisine ait olduğunun tespitine-
43 numaralı parsele revizyon gören tapu miktarı 30 dönüm olduğu halde 43 parselin kadastroca belirlenen yüzölçümünün 63965 m2 olduğu, şu hale göre 43 numaralı parsele uygulanan tapu kaydının 60 numaralı parseli kapsadığının düşünülemeyeceği, bilirkişi ve tanıkların 1960 yılından beri, 12.8.1988 tarihli komisyon inceleme tutanağında ise 50 yıldan beri 60 numaralı parselin davalı tarafından tek başına, 43 numaralı parselin ise taraflarca ortak kullanıldığını bildirdikleri, mahkemece davacıların daha önce ortaklığın giderilmesi ve yüzölçüm düzeltilmesi için açtıkları ve takip edilmeyerek açılmamış sayılmasına karar verilen davalardan dolayı davalı zilyetliğinin çekişmesiz devam etmiş sayılamayacağı gerekçe gösterilmiş ise de, davacılar sözü edilen davalarla yararlarına herhangi bir karar almadıkları gibi açılmamış sayılmasına karar verilen davaların hiç açılmamış sayılmasının gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 644. maddesine dayalı elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davalarında davalılara gönderilen davetiyelerde "elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya belirlenen süre içinde paylaşma davası açılmadığı takdirde istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceğine" dair ihtarın bulunması gerekeceği-
Davalı taşınmazın müstakil maliki olmayıp paydaşıdır, kendisinin dışında başkaca paydaşın ve onların hakkının varlığını bilen kişi konumunda olup taşınmazın tamamını kullanmasının haklı ve geçerli bir nedeni bulunmadığından, anılan taşınmazın kiraya verilmesi halinde getireceği gelir belirlenerek davacının payına isabet eden bölüm bakımından ecrimisilin hüküm altına alınması gerekeceği-
“Ortaklığın satış suretiyle giderilmesi” kararı uyarınca, İİK. hükümlerine göre gerçekleştirilen ihalenin feshine ilişkin kararın temyizi HUMK.'nun 437. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesi kararının taraflara tebliğinden itibaren 8 gün olduğundan temyiz isteğinin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilemeyeceği-
Davalıya yapılan gerekçeli karar tebliğinin TMK.m.21/1 uyarınca yapılmış olmasına rağmen muhatabın işte olduğu bilgisi alınan komşunun ismi tebligat parçasından anlaşılamıyorsa usulsüz olduğu- Diğer davalılara yapılan gerekçeli karar tebliğinin yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK'nun 10/2. maddesi gözardı edilerek doğrudan doğruya TK'nun 21/2. maddesine göre yapılmasının usulsüz olduğu-
Tebligatın yapılamamış olması halinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu çerçevesinde işlem yapılması gerekirken yapılan ihtaratın gereğinin yerine getirilmediğinden bahisle HMK'nın 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmayacağı-
En geç ortaklığın giderilmesi davasının devamı sırasında açılıp “ön mesele” yapılması gereken “intifa hakkının iptali” (terkini) davasının, ortaklığının giderilmesi ilamının kesinleşmesinden sonra açılamayacağı -
TMK. mad.696 uyarınca kendi tutum ve davranışlarıyla veya malın kullanılmasını bıraktığı ya da fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin tutum ve davranışlarıyla diğer paydaşların tamamına veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini ağır biçimde çiğneyen paydaşın, bu yüzden onlar için paylı mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hâle getirmişse, mahkeme kararıyla paydaşlıktan çıkarılabileceği; hâkimin, çıkarma istemini haklı gördüğü takdirde, çıkarılacak paydaşın payını karşılayacak kısmı maldan ayırmaya olanak varsa, bu ayırmayı yaparak ayrılan parçanın paylı mülkiyetten çıkarılana özgülenmesine karar vermesi gerektiği-- Aynen bölünmesine imkan bulunmayan maldaki payın dava tarihindeki değeriyle kendilerine devrini isteyen paydaş veya paydaşların, bu istemlerini paydaşlıktan çıkarma istemi ile birlikte ileri sürdükleri takdirde hâkimin, hüküm vermeden önce re'sen belirleyeceği uygun bir süre içinde pay değerinin ödenmesine veya tevdiine karar vermesi gerektiği-
3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.