İhale konusu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde, şikayetçi adına 16.07.2012 tarihli haczin bulunduğunun, icra müdürlüğünce 24.09.2014 tarihinde satış kararı verilmesinin ardından satış ilanının şikayetçi haciz alacaklısı vekiline de 23.10.2014 günü tebliğ edildiğinin görüldüğü, bu durumda şikayetçinin haciz alacaklısı konumunda olup, İİK'nun 134/2. maddesi gereğince ihalenin feshini isteyebilecek tapudaki ilgililerden olduğu-
Taşınmazın muhtelif hisselerde sekiz hissedarı olduğu ve ivaz eklenmek suretiyle her bir paydaşa en az bir bağımsız bölüm düşebileceği, bağımsız bölümlerden birinin ise satışının söz konusu olabileceği, ayrıca taşınmaz üzerindeki yapının Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 50/2. maddesi hükmüne uygun nitelikte olduğu belirlenmiş olup; şu hale göre, mahkemece öncelikle yapılacak iş, taleple bağlı kalınmaksızın, paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan aynen taksiminin mümkün olup olmadığı, yönünde tahkikatın ikmal edilmesi olmasının gerekeceği-
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; satış ilanı ve şartnamede ihale konusu taşınmazın KDV oranının %18 olduğunun belirtilmiş olması karşısında, ihalenin kesinleşmesi ile alıcının KDV ödeme yükümlülüğü doğduktan sonra ihalenin yapıldığı tarih itibariyle alıcıdan alınması gereken KDV oranı ile ilgili şikâyetin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olup olmadığı-
8. HD. 09.07.2020 T. E: 2018/7895, K: 4752-
Bonoda keşideciye karşı yapılacak takiplerde zamanaşımı süresinin üç yıl olduğu; istihkak davasının zamanaşımını kesmeyeceği-
Ortaklığın giderilmesi istemi-
Kamulaştırma sonucu malik olunan taşınmazın başka parsellere şuyulandırılması halinde, taşınmazın ifraz edilerek ayrılmasının müm-kün olup olmadığının araştırılması; mümkün ise ayrılması ve kalan kısmın satışına; mümkün değilse davanın reddine karar verilmesi gerekeceği -
«Ortaklığın giderilmesine» dair olan ilam gereğince satılan taşınmaz üzerindeki gecekondu sahiplerinin, ihalenin feshini istemekte hukuki yarar sahibi (ilgili) sayılamayacakları–
İhalede satılan taşınmazda oturan kişinin, ortaklığın giderilmesi kararının kesinleşmesinden önceki tarihte, hissedarlarla yapılmış resmi bir belgeyle ve kira sözleşmesine dayanarak taşınmazı işgal ettiğini kanıtlayamaması halinde, taşınmazdan çıkarılması gerekeceği-
Davalının kendi parseli üzerine yaptığı binanın imar uygulaması sonucu davacı parseline tecavüzlü hale gelmesinde kusurlu sayılamayacağından, yapının kaim bedelinin davalıya ödemek suretiyle "elatmanın önlenmesi ve yıkım" davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.