Taşınmazın taksimi konusunda tahkim sözleşmesi yapılamayacağı -
Birden fazla hissedarın aynı vekille temsil edilmesi her hissedara ayrı ayrı tebligat yapılması gerekliliğini ortadan kaldırmayacağı gibi başka bir hissedarın adı belirtilerek ortak vekile çıkartılan tebligatın, adı yazılmayan hissedarlara da tebligat yapılmış ve bu hissedarlar tarafından satışa muttali olunmuş gibi bir sonuç da doğurmayacağı- Bu sebeple satış ilanının hissedar A.K.'ye usulüne uygun tebliğ edilmediği, bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
TMK. m. 706, 6098 sayılı TBK. m. 237 ve Tapu Kanunun 26. maddesi hükümlerine göre, tapulu taşınmazların satış ve devri tapu sicil memuru önünde yapılacak resmi sözleşme ile geçerli olacağı- Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmeler yazılı olmak koşulu ile geçerli olduğu, (TMK.nun 677. mad.) resmi şekil şartı öngörülmediği- Terekeye dahil taşınmazlar, paylaşılması ya da elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi ile miras malı olmaktan çıkacağı, bu aşamadan sonra paydaşlar arasındaki ilişki miras ilişkisi olmayıp mal ortaklığına dönüştürüldüğünden paylı mülkiyet esaslarına göre malik olan kişiler arasındaki paylaşım ve pay devrinin genel kurala göre tapu sicil memuru önünde resmi şekilde yapılmasının zorunlu olduğu-
İlk ihalenin feshine sebep olan hissedar alıcının tamamlayıcı ihaleye teminatsız girme talebi- İcra dairesi, ilk ihale alıcısının, peşin para veya teminatla ihaleye katılmasına karar verirse; ilgilinin bu ihaleye katılabilmesi için teminat göstermesi gerektiği, birinci alıcının, daha önceki ihalenin feshine sebebiyet verdiği gözetildiğinde, İİK 133/2 gereğince ki ihale arasındaki farktan sorumlu olacağından teminat talep edilmesine dair satış memuru kararının isabetli olduğu-
E. davası açılabilecek hallerde tespit davası açılamayacağı-
Feragat nedeniyle, davalı Hazinenin yaptığı yargılama giderlerinin harcanan bölümünün davacıdan alınarak davalı Hazineye ödenmesine, harcanmayan bölümünün ise davalı Hazineye iadesine karar verilmesi gerektiği-
3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemi-
Davanın açıldığı tarihte bu davayı açmakta hukuki yararı mevcut ise de 5403 sayılı Kanun'un 8. maddesinde yapılan değişiklik sonucu artık alacaklının, borçlunun paylı mülkiyete konu hisselerini doğrudan haczettirerek icra takibi yoluyla satışını isteyebileceğinden bu davayı açmakta hukuki yararının kalmadığı-
Borçlu ortağın murisi adına kayıtlı kat irtifaklı üç adet bağımsız bölüm ortaklığının giderilmesinin istendiği davada, kat irtifakı kurulu taşınmazda her bir bağımsız bölümün paydaşlar arasında ayrı ayrı taksiminin mümkün olup olmadığının araştırılması, aynen taksimin mümkün olmaması halinde satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesi gerekeceği- Davaya kayyım huzurunda devam edilip karara bağlanmış ise de, malikin kim olduğunun veya oturduğu yerin tesbit edilemediği hallerde taraf teşkili bakımından 3561 sayılı Mal Memurları'nın Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun hükümlerine göre kayyım tayin edilmesi gerekirken, yanılgıya düşülerek 3. bir kişinin kayyım atanarak davanın sonuçlandırılmasının doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.