Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Standartlara Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 12. maddesinde belirtilen niteliklere haiz bilirkişiler ile uzun süreli radyasyona maruz kalmanın insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda görüş bildirebilecek uzman kişinin de aralarında yer aldığı bilirkişi heyeti ile birlikte mahallinde yeniden keşif yapılması; davacıların taşınmazları ile çekişme konusu baz istasyonunun konumları da gözetilmek suretiyle, aynı yönetmeliğin 11. maddesinde belirtilen ölçüm cihazları vasıtasıyla gerekli ölçümlerin yapılarak bilirkişilerden rapor alınması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
"Serbest Muhasebeci", "serbest muhasebeci mali müşavir","yeminli mali müşavir" mesleğini icra eden kişiler ancak, her birisi kendi içerisinde adi ortaklık veya şirket kurarak çalışmalarını birleştirebilecekleri gibi bu üç meslek mensubunun, diğer meslek mensubu ile veya bu mesleğe mensup olmayan kişilerle ortaklık ve şirket kurmaları yasaklandığından davacının murisi ile davalı arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin geçersiz olduğu gözönüne alınarak, uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği-
Feshin geçersizliği ve işe iade davasında, asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu takdirde, her iki işverene birlikte dava açılmasında işçi açısından yarar olduğu- Muvazaa olmadığı sürece, alt işveren işçisi ile ilgili davada istemin ve verilecek kararın, feshin geçersizliği ve işe iade yönünden alt işveren; ancak feshin geçersizliğine bağlanan işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinden her iki işverenin birlikte sorumluluğu kapsamında olması gerektiği- Asıl işveren ve alt işveren arasındaki sözleşmenin muvazaalı olması halinde ise, asıl işveren başlangıçtan beri gerçek işveren olduğundan, davanın tarafının asıl işveren olması gerektiği- Alt işverenin bu anlamda işverenlik sıfatı bulunmadığından, taraf sıfatının da olmayacağı- Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğünün alt işverende olduğu- Asıl işverenin iş ilişkisinde, sözleşmede taraf sıfat bulunmadığından, işe iade yönünde bir yükümlülüğünden sözedilemeyeceği- Asıl işverenin işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden alt işverenle birlikte sorumluluğunun bulunduğu- Zorunlu dava arkadaşlığı dışında, bir kişinin dahili dava yolu ile davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulmasının mümkün olmadığı-
Sağ eş tarafından, diğer mirasçılara karşı açılan katılma alacağı isteği-
Davalının borçlunun abisinin eşi, dahili davalının da davalı ve borçlu ile aynı köyde ikamet etmesi nedeniyle davalıların borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu ve bu durumda dava konusu tasarrufların İİK. mad. 280 gereğince iptale tabi olduğu-
Teminat olarak verilen çeklerin bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı menfi tespit davasında çekin bir ödeme vasıtası olduğu gözetilerek teminat olarak verildiği iddiasının borçlu tarafından ispat edilmesi gerektiği-
"Satış bedeli" ile "satış tarihindeki gerçek değer" arasında "pek aşağı bir bedel farkı" bulunmadığından, iptâl nedeni olamayacak satışlar-
Çekişmeli yerin kapanan yoldan ihdasen Belediye adına sicil kaydının oluşması nedeniyle taşınmazın öncesinde davacı Hazinenin bir hakkı bulunmadığına göre, davanın aktif sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
İİK. 277 vd. göre «tasarrufun iptâli davası» açılabilmesi için, davacının davalıdaki alacağından dolayı yaptığı icra takibinin kesinleşmiş olması ve bu takip(ler) sonucu alacaklının «aciz belgesi»ne dayanması gerekirse de, davacı-alacaklı tarafından açılmış veya açılacak alacak (tazminat) davasını sonuçsuz (karşılıksız) bırakmak amacı ile kötü niyetli borçlu davalı ile diğer davalı üçüncü kişi arasında yapılmış olan danışıklı (muvazaalı) mal kaçılmaya yönelik hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptâli için de -BK. 18’e (şimdi; TBK. mad. 19) dayalı olarak- iptâl davası açılabileceği, bu davanın dinlenebilmesi için, davacı-alacaklının ayrıca «aciz belgesi» ibraz etmesine gerek bulunmadığı-
Ortak murisin ölümünden sonra terekesinin mirasçılar tarafından paylaşıldığı, dava konusu 404 nolu parselle birlikte iki adet parselin daha davacılar yakın murise isabet ettiği, gerek bu taşınmazların gerekse diğer mirasçılara düşen taşınmazların taksim sözleşmesi uyarınca tapuda devrinin gerçekleştiği, dava konusu taşınmazın ise devir masrafları muris tarafından karşılanmadığından devrinin sağlanmadığı anlaşılmakla davanın tümden kabulünün gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.